Akdeniz Üniversitesi'nden Doç.Dr. Saadet Aktaş, "Hiçbir orman yangını söndürülemez, sadece genişlemesi önlenir. Sonra da kendi kendine sönmeye terk edilir" diyor.
Altı şehidimizi kömür eden yangın kalleşliği de dahil, bir günde birbirine uzak yakın 15-20 orman yangını hüznü yaşamış bir ormancı olarak ben de "Evet, gerçeğin ta kendisi bu görüş" diyorum. Hele rüzgarla da işbirliği yapmış ise o orman yangını karşısında ekipler, su balonlu uçaklar, dizi dizi helikopterler, gayretler, imdatlar... hepsi laf-ü güzaftır. Sayın Aktaş'ın da belirttiği gibi bunlar yangını söndürmezler, sadece genişlemesini önlerler. Halk dilinde buna "Yangın bitti, orman bitti" denir. O halde orman yangınıyla mücadelede esas ne olmalı? Esas, gözetlemenin erken ihbarla tespit edip duyurduğu duman emaresinin kızıl aleve dönüşmesine imkan vermeden yerden-gökten etkili müdahalenin o noktaya ulaştırılabilmiş olmasıdır. Yani yangın başlangıcının imha planı...
Ancak bu düzeneğin kurulup işletilmesi elbette kolay değildir. Önce ölü nokta bırakmamacasına bölge bölge, bölüm bölüm aralıksız 24 saat çalışan bir gözetleme ağı kurulacak... Merkez merkez o ihbar noktalarına erken etkili müdahaleyi yapacak emre amade donanımlı hazır kuvvet işaret bekleyecek... Bunun için orman içi yollar da mevcut ve hizmet verir nitelikte olacak... Orman Bakanlığı hassas bölgelerden başlayarak bu sistemi bir önce kurup işletmelidir. Ormancılar bunun idrakindedirler. Nitekim İstanbul Bölge Müdürü Faruk Çelebi, bu sistemi kurmuş ve çalıştırmaktadır.
Kenan ÜNALDI (Orman mühendisi) BEYLERBEYİ / İSTANBUL