DEP milletvekillerinin tahliyeleriyle toplumda doğan rahatlamanın aldatıcı olmaması gerekiyor. Çünkü terör kendisini hala "tayin edici" görüyor. Barış, savaş, ateşkes gibi terimlerle, sanki kendisi de bir "devlet"miş gibi hareket ediyor, kazanılan hak ve özgürlükleri küçümsüyor. Bu tavrın sebepleri vardır: Akıttığı kanlarla sonunda Türk devletini dize getirdiği ve zafer kazandığı düşüncesindedir. AB'ye girme eşiğinde olan Türkiye'nin, yeni bir terör dalgası ile işini güçleştirebileceği düşüncesindedir. Artık bir ekmek kapısı ve sektör haline gelen şiddetten vazgeçip "işsiz" kalmak istememektedir. Nihai amacın kültürel haklar sağlamak değil, "demokratik cumhuriyet" olarak tanımladığı devlete "ortak olmak" olduğunu, unutmamaktadır. Geçmişte akıllı olmayan ve AB yolundaki bir Türkiye'den zaten alabileceklerini kan döktürerek kirleten terörün akılsızlığını bundan sonra da sürdüreceğinin işaretleri vardır. "Hükümete ve onlara aynı mesafedeyiz" gibi gereksiz sözler, Öcalan'ı "barış projesinin mimarı" saymak gibi densizlikler, bunların ilk örnekleridir.
Tahliyelerin AB sayesinde olduğu görüşü, tam olarak doğru değildir. Güneydoğuda kan hala oluk oluk akıyor olsa idi, AB'yi kim dinlerdi? Ya da Öcalan'ın yakalandığı günlerde kim, DEP'lilerin tahliyesini ağzına alabilirdi? Tahliyeleri anayasa değişikliği, onu da toplumdaki gelişmeler, yani iç dinamikler hazırlamış ve AB, zeminin olgunlaşmasını hızlandırmıştır.
Neyse ki, bu arada küçük bir ışık da olmuştur. Bu, Leyla Zana isimli, Avrupa'nın en çok kendisiyle ilgili olduğu hanımdır. Tahliyesinden sonra ve takiben Diyarbakır'da söylediği barışçı sözler ümit vericidir. Eğer cezaevinden gerçekten olgunlaşarak çıkmışsa, sözlerinde gerçekten samimi ise ve bundan sonrası için kendisinde yeterli cesareti görüyorsa, bu ufak tefek hanım, çok büyük işler başarabilir ve belki de siyasetin bir lideri olabilir.
Bundan sonraki aşamada onu ciddi bir görev ve sınav bekliyor. Kişiler önemlidir, ancak unutulmamalıdır ki, terörü yalnız başına Türkiye durduramaz. Terör, sınır komşularımızca gizli-açık misafir edildikçe, Avrupa ülkelerince korunmaya devam edildikçe ve ABD tarafından da kesin şekilde dışlanmadıkça, baş ağrıtmaya devam edecektir. Leyla Zana, şimdilik bir ümit ışığı gibi görünüyor. Bakalım bu tarihi görev ve rolüne sahip çıkabilecek mi?
Av.SADİ BÜLBÜL SIHHIYE / ANKARA