Anadolu'daki kentlere üniversiteler başlangıçta zayıf kalıyor gibi görünüyor. İlk olarak kaydolan öğrencilerde belki üniversite havası olmayabilir, ama belli bir yıl, birikim, kaliteli öğretim elemanı sağlanması gibi zorluklar aşıldıkça; kentli de üniversite ve üniversiteliyi benimsedikçe, üniversite bir kentin ekonomik motoru oluyor. Bunun en iyi örneği Isparta'daki Süleyman Demirel Üniversitesi'dir. Başlangıçta 1992 yılında kurulduğunda 1000 olan öğrenci sayısı, tek Fakülte ve tek Meslek Yüksek Okulu sayısı, on yılı aşkın zamanla 10 Fakülte 2 MYO ve yirmi beş bin öğrenci sayısına ulaşılmıştır. Kentin nüfusu 1992'de 56 bin iken bugün 130 bine ulaşmıştır. Sosyal ve kültürel etkinlikler hiç yok denecek düzeyde iken bugün her hafta bir etkinlik olmaktadır. Öğrencilere yönelik etkinlikler kent insanını da etkilemekte, onların katılımını da sağlamaktadır.
Kısacası bir kentin başlangıçtaki durumuna bakılarak oraya üniversitenin layık olup olmadığını düşünmemelidir. Başarılı ve çalışkan rektörlerin başta bulunması, azimli ve özverili öğretim elemanlarının bulunması ve en önemlisi de kentin yerlisi insanların üniversitelerine sahip çıkmaları gibi etmenler bir arada bulunursa hangi kent olursa olsun oraya fakülte veya üniversite açılabilir. Yeter ki yukarıdaki şartlar oluşsun, en büyük kanıt Isparta'daki Süleyman Demirel Üniversitesi'dir.
Yrd. Doç.Dr. MAHMUT BABACAN