Doktor olarak 112 Acil Sağlık Hizmetleri departmanında bir ambulans tepesinde 24 saat esasına göre Manisa ili sınırları dahilinde görev yapmaktayım. Öncelikle size çıplak olarak maaşımı yazayım, sonra ek gelirler üzerine konu- şalım... 820 milyon... Dokuz senelik bir hizmetin karşılığı olarak devletimizin bize reva gördüğü rakam...
Şimdi bir kere şu konunun hakkını teslim edelim ki geçinilmeyecek bir rakam değil. Bu devirde bunu bulamayan TC vatandaşları da var. Ama altı yıllık en uzun süresi, puanlarının yüksekliği, girmesi zor okulların başında gelmesi, okuması en zor olan okul olması, hocalarının kaprisi, yüksek harçları, pahalı kitap ücretleri vs. ile Türkiye'de en üst eğitim almış toplum kesimi olan hekim camiasının tüm saygınlığının ayaklar altına alınmış olduğuna mı yanmalı, devletin bize reva gördüğü maaşa mı? Eğitimle insanların maaşları ölçülecekse dengimiz olmadığı halde en düşük ücretlendirmeye tabi olmamıza mı yanmalı, meslek zorluğuna göre değerlendirilecekse hiçbir can güvenliğimiz olmadan çalıştığımız ortamlara mı? Neresinden tutsanız elinizde kalıyor.
Bununla birlikte ben hâlâ hekimlik yapıyor ve can kurtarmaya devam ediyorum. Çünkü çocukluğumdan beri bana bu işin kutsal bir meslek olduğu öğretildi. Okurken de hocalarımız bu işin bir fedakarlık mesleği olduğunu, yapamayacaksak doktor olmanın bir anlamı olmadığını öğrettiler.
Aramızda çok iyi kazananlar yok mu? Var elbet! Rüşvetçi, hırsız, görevi kötüye kullanıp muayenehaneye gelmeyene bakmayan, ofisine hasta çağıran, bıçak parası alan, ihalelerle iş götüren vs. birçok insan da var. Ama bu insanlara devlet gereği ve hak ettiği kadar para verdi de bu insanlar bunlara tamah ettilerse diyeceğim bir şey yok. Devletten bir parça haksız nasiplenen benim gözümde kardeşinin etini yiyen bir yamyamla eş değerdedir!
Geçim için dışarıda tuttuğumuz nöbetlerde Manisa şartlarında rayiç 50 milyon 24 saat nöbet için... Yahu bizim eve gelen temizlikçi hanıma ben 25 milyon veriyorum, ki o sadece ilkokul mezunu...
Her neyse, karı koca Adalet Bakanlığı personeli olan, biri savcı, biri hakim olan, evleri, arabaları, yazlıkları, üniversite çağına gelen evlatları olduğuna göre mesleki kıdemleri de olan ve bizlere göre hatırı sayılır seviyede maaş alan bu insanların çocuklarına ülkeleri için vize vermeyen zihniyet, öyle sanıyorum ki bizi kapıdan bile içeri sokmazdı.
LEVENT AKBULUT/MANİSA