Sandıklar açıldı... 12 Haziran 2011... AK Parti "Yüzde 49.95'le" tek başına iktidar. (CHP yüzde 25.94)
Tayyip Bey... Artık "Usta." Üstelik "Karizma."
Yaygın hava: "Parti bir yana, Erdoğan bir yana." Dillerde aynı söz: "Oylar Erdoğan'a verildi."
Usta'nın bazı politikaları Batı'yı kızdırmaya başladı: "İsrail... Çin...
Suriye... Irak..."
Batı "Hasta adam" ister... "Güçlenen, büyüyen Türkiye" istemez... Menderes'in devrilişi de, Demirel'in düşürülüşü de "Batı'nın ilgisi ve bilgisi dâhilinde" idi.
"Söz dinlemeyen Usta" hele bir de Çankaya'ya çıkarsa... Üstelik Meclis'in değil "Halkın oyuyla."
Öyleyse...
Bu gidişe bir "Dur" demek lazım... "İş işten geçmeden."
Güçlü AK Parti'yi "Eritmek" kolay olmadığına göre... AK Parti "Hükümet etmeye" devam etsin... Ama "Erdoğan'sız bir AK Parti." "Senaryo-1971'le" benzerlikler az değil:
Parti içinde "Ufak da olsa" mızıldanmalar...
İstifalar...
"Tek adam" eleştirileri...
Demirel "Yollar yürümekle aşınmaz" dedi... Yürüyüş çığırından çıktı.
Erdoğan "Yürümesinler" dedi... Polis su sıktı... İşler gene çığırından çıktı.
Yolsuzluk... 11 yıllık iktidar döneminde elbette bir yerlerde "Yamukluklar" olmuştur... "Olmaması mümkün mü?"
Eskiden... Menderes sıkıştırılırken... Demirel'in üstüne gidilirken... Siyasetin "Kayıt dışı baskı grubu" askerdi.
Bugün asker "Siyasi baskı grubu" değil... Ama... Demokratikleşmenin "Çocukluk hastalıklarını" tam atlatamamış ülkelerin kaderi:
"Boşluk" dolduruluyor. "Askeri vesayet" gidiyor, "Başka vesayetler" filizleniyor.