1960'lı yılların ikinci yarısıydı.
AKŞAM Gazetesi'ndeydik.
Ankara Temsilcisi İlhami Soysal'dı... İlhami Abi aynı zamanda "Görünüm" köşesini yazıyordu.
Bir diğer yazar Çetin Altan'dı.
İlhami Soysal bir ara "Genelkurmay Başkanı Org. Cemal Tural'ı eleştiren" yazılar yazdı.
***
Ve bir sabah...
İlhami Soysal, büroya (Kızılay- Gökdelen... Kat 4) geç geldi.
Ağzı burnu, üstü başı kan içindeydi.
"Eşek sudan gelinceye kadar" dövülmüştü.
***
Uzun hikâye... Ortalık karıştı.
Başbakan Demirel "
geçmiş olsun" dedi,
"olayın araştırılmasını" istedi.
Ve birkaç gün sonra
"olay çözüldü."
İlhami Soysal'ı
"bir albay ile bir astsubay" kaçırıp, dövmüşlerdi.
***
Olay
"yargıya" intikal etti ama...
"Sanıklar" ortada yoktu.
Zira
"Kıbrıs'a tayinleri yapılmıştı."
***
Dedik ya, uzun hikâye... Ayrıntıya girsek günlerce yazmak gerek.