Pakistan'da bir "yazarla" tanıştık: "Masud Akhtar Shaikh." Cumhurbaşkanı Gül'e "4 kitabını" armağan ediyordu. Yaklaştık, Gül bizi onunla tanıştırdı. "Türkçesi mükemmeldi."
***
"Türkçeyi nerede öğrendiniz?.. Kaç kitabınız var?" diye sorduk.
Masud Akhtar Shaikh:
Ben emekli albayım... 1966-67'de İstanbul'da Harp Akademisi'ndeydim.
Ben binbaşıydım, Hüseyin Kıvrıkoğlu da yüzbaşı.
Türkiye benim öz vatanım gibidir.
Aziz Nesin'in, Said Nursi'nin, Nâzım Hikmet'in, Necip Fazıl'ın kitaplarını çevirdim.
Kendi kitaplarım da var.
Pakistan'da Türk romanları, hikâyeleri çok tutulur... Türk müziği çok sevilir.
"Biliyoruz" dedik.
Pakistanlı yazar,
"nereden biliyorsunuz" diye sorunca
"otelin lobisinden" yanıtını verdik. Kaldığımız Serena Otel'in lobisinde hep Türk müziği çalınıyordu.