Neşet Usta diyor ki:
"Dünya cennettir insana,
Eşit olsun sana bana,
Kıyılmasın hiçbir cana,
Anaları ağlamasın."
Türkiye Gazetesi'nde Rahim Er'in yazı dizisini okurken, Neşet Ertaş'ın türküsü aklımıza geldi.
"Babalar da ağlamasın" diye mırıldandık.
***
Azerbaycan'da
"Devlet Başkanlığı seçimleri" vardı.
"Gözlemci" olarak gitmiştik. Rahim Er de gözlemciydi. Sabahları gün doğarken
"yürüyüşe çıkardık."
***
Bir sabah yürüyüşte
"ölçüyü kaçırdık." Kaldığımız yerden
"fazla uzaklaştık."
Sonra da
"kaybolduk."
Üzerlerimizde spor kıyafetleri.
Ne Rahim'in yanında para var, ne bizde. İkimiz de cep telefonu almamışız. O tarafa yöneldik, bu tarafa yürüdük
"tam kördüğüm olduk."
***
Sonunda
"polise sığındık."
Bakü Emniyet Müdürü bizimle ilgilendi. Kaldığımız yere gönderdi. Otele girdiğimizde
"herkes merak içindeydi... Bizim de ayakta duracak halimiz kalmamıştı."
***
Bakü'deki sabah yürüyüşlerinde Rahim
"oğlundan... Cüneyd Er'den" bahsederdi uzun uzun.
"Avrupa Konseyi'ndeki proje asistanlığından..." "Doktora eğitiminden." "Maşallah" der ve
"nazar değmesin" diye de eklerdik.
***
25 Şubat 2009'da, THY'nin Tekirdağ adlı uçağı Amsterdam'a inerken düştü. Düşen uçakta Rahim'in
"üzerine titrediği Cüneyd'i" de vardı.
***
Tam 6 ay geçti aradan. Cüneyd, Washington'da tedavi görüyor. Hayata tutunmaya çalışıyor.
***
Rahim Er,
"6 aydır yaşadıklarını, oğlunun başucunda geçirdiği günleri geceleri" anlatıyor.
Onun yazılarını okurken
"Bakü'de kaybolduğumuz saatler... Onun 'oğlum oğlum' diye anlattıkları" gözlerimizin önünde canlandı.
Geçmiş olsun Rahim kardeşim.