Cumhurbaşkanı Gül, Bitlis'in Güroymak ilçesine "Norşin" dedi.
Tunceli'deki futbol takımına "Dersim" adı verildi.
Diyarbakır emniyeti "Kürtçe bilen polis" açılımı yaptı.
Ve Batman'da "Polis İmdat" hattı, 24 saat Kürtçe hizmete başladı.
***
Ne oldu, kıyamet mi koptu?
Biraz
"özgüven", biraz
"partiler arası diyalog", biraz
"hoşgörü" pek çok sorunu çözüyor.
***
Diyarbakır'a gidip
"işyeri tabelalarına" bir bakın.
Her caddede, sokakta, her çarşıda
"hem Türkçe hem de Kürtçe" pek çok tabela asılı.
***
Diyarbakır-Sur Belediyesi'ni
"geçen ay" yazmıştık.
Belediye'ye telefon edin...
"Hoşgeldiniz" sözü (ve devamı) üç dilde tekrarlanır.
Türkçe, Kürtçe, İngilizce.
***
Diyarbakır'da
"okulda Kürtçe okutulmuyor" ama...
Çocuklar, yatmadan önce
"Kürtçe hikâye" okuyorlar.
Okuması olmayan çocuğa da
"ana babası okuyor."
Kitabı
"belediye" veriyor. (Sur Belediyesi.)
***
"Açılım" denilen şey öyle veya böyle
"zaten oluyor."
"Erken açılanı" devlet görevden alıyor, mahkemeye veriyor. (Örnek: Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş)
Görevden alınan, ilk seçimde
"daha yüksek oyla" aynı koltuğa oturuyor. (Örnek: Yine Abdullah Demirbaş)
***
"Devlet" bir gün öfkeleniyor,
"Kürt milletvekillerini" yaka paça, tekme tokat Meclis'ten çıkarıp, hapse atıyor.
Sonra onlar
"daha büyük sayıyla" yine Meclis'e giriyorlar.
***
Konuyu
"öfkelenmeden, hakaret etmeden" konuşmaya ne dersiniz?