Biz diyoruz "Nasreddin Hoca."
Onlar diyorlar "Molla Nasreddin." Biz diyoruz "merhaba."
Onlar diyorlar "salam."
Biz diyoruz "günaydın."
Onlar diyorlar "sabahınız heyir."
***
"Ninnilerimiz" aynı, "fıkralarımız" aynı, "örf, adet, geleneklerimiz" aynı. Biz "baba" diyoruz.
Onlar "ata."
Biz "tuvalet nerede" diye soruyoruz. Onlar:
- Ayağ yolu harada?
Azerbaycan'a defalarca geldik.
Ve her gelişte "şunu" düşündük:
Azerbaycan bize "sanılandan çok daha yakın."
"Komşu evi, kardeş kapısı" gibi. Merhum Haydar Aliyev'in "meşhur sözü" gerçeğin ta kendisi:
- Biz bir milletin iki ayrı devletiyiz.
"Dünün Azerbaycan'ı" fakirdi.
Binalar "dökülüyordu."
Değişim "inanılır gibi değil."
"Modern Azerbaycan'ın" inşasına "bizimkilerin" katkısı büyük. Adım başı bir "Türk müteahhidi."
***
Dünün Azerbaycan'ı "moralsizdi." Çoğu Bakü'de, yokluk içinde yaşayan 1 milyon "kaçkın" vardı.
Kaçkın "göçmen" demek. "Kaçkınlar" Dağlık Karabağ'dan kaçıp, Azerbaycan'a sığınanlar. Şimdi "aç ve açıkta, evsiz barksız" kaçkın yok. Azerbaycan'ı "moralli" bulduk.
***
Nereye gitsek "ilk soru" aynı:
- Necesiniz? (Nasılsınız?)
İsterseniz "yahşi" diyebilirsiniz... (İyi) İsterseniz "ele bele." Yani "şöyle böyle." Anlaşmak hem "kolay", hem de "keyifli."