Dostlar sohbetinde herkes "doğduğu yeri" öve öve bitiremiyordu.
Söz bir ara "Malatya'dan" açıldı.
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak "öğünmek gibi olmasın" dedi:
- Ben Malatyalıyım.
Sonra söz Malatya'nın ilçelerinden "Yeşilyurt'a kaydı."
Yeşilyurt'un eski adı "Çırmıktı."
Prof. Parlak yine "öğünmek gibi olmasın" diye araya girdi:
- Ben Çırmıktılı'yım.
***
Malatya "Sümerbank nedeniyle" Türkiye'de tekstilin doğduğu yerlerden.
Yeşilyurt da "el tezgahları nedeniyle" tekstilin "vatanı diye bilinen" ilçelerden.
***
Hacı Ömer Sabancı bir tarihte Çırmıktı'ya gitmiş. El tezgahlarını incelemiş.
"Fason olarak" iş yaptırmak istemiş. Çırmıktılı bir çocuk, Hacı Ömer Sabancı'ya "rehberlik" yapmış.
Akşam olmuş, Hacı Ömer Sabancı "otomobiline binip döneceği sırada" Çırmıktılı çocuğa demiş ki:
- Oğlum bütün gününü bana ayırdın... Bir cebimde kağıt 2.5 lira var... Öteki cebimde demir 2.5 lira... Hangisini istersin?.. Kağıt 2.5 lirayı mı, metal 2.5 lirayı mı?
Çırmıktılı çocuk "amca kendini üzdüğün şeye bak" diye konuşmuş:
- Demir parayı, kağıt paraya sarıp, veriver.
***
Malatyalının "işbilirliğini", Yeşilyurtlu'nun "girişimciliğini, uyanıklığını" konuşuyorduk. Prof. Dr. Mesut Parlak "bu hikayeyi" anlattı:
- Ben bunu Sakıp Sabancı'dan dinledim... Sakıp bey de babası Hacı Ömer Ağa'dan dinlemiş... Öğünmek gibi olmasın, ben böyle bir ilçedenim.