Trabzon-Şalpazarı'ndan Osman Çalık.
40 yıldır Almanya'da.
Trabzon-Araklı'dan Hasan Özay.
37 yıldır Almanya'da.
Hasan Bey "cami derneğinin" kurucu başkanı.
Ondan sonra "pek çok başkan gelip gitmiş."
Derneğin "şimdiki başkanı" ise Hasan Bey'in oğlu Mehmet Özay.
***
"Bunlar" orucunda namazında insanlar.
Kimi yıllarca "madende" çalışmış.
Kimi "demir çelikte."
"Genç yaşta" gelmişler.
Şimdi hepsi birer "dede."
Ne içki biliyorlar, ne de kumar.
"Camiye" geliyorlar.
Cami onlar için "buluşma yeri... Kültür merkezi... Allah'ın evi... İbadethane."
***
Bayburtlu Ramiz Pınar "35 yıldır Almanya'da."
Nevşehirli Muhittin Yaman "40 yıldır."
Bartınlı İsmet Saat "37 yıldır."
"İsim yazmaya" ara verelim.
Ve soralım:
- Deniz Feneri için ne diyorsunuz?
"Yanıt yağmuru" başlıyor:
- Bu iş bizi çok sıkıntıya düşürüyor.
- Deniz Feneri bir resmi kuruluş... Devlet kuruluşu... Biz öyle biliyoruz... Öyle değil mi yoksa?
- Devlet ne diye kontrol etmedi?
- Biz bu camiyi yaptırıyoruz... Alman federal hükümeti denetliyor, eyalet hükümeti denetliyor, belediye denetliyor, maliye denetliyor.
***
"Ey hemşehriler" diyoruz:
- İçinizde Deniz Feneri'ne para veren var mı?
Gülmeye başlıyorlar:
- O nasıl soru öyle?.. Vermeyen var mı diye sorun... Hepimiz verdik.