Ergenekon bir "denklem."
Hem de "çok bilinmeyenli" cinsinden.
Geçmiş yıllarda da böyle "sayısız denklemimiz" oldu. Devirler değişti, hükümetler geldi gitti ama bir türlü çözülemedi.
***
Örneğin Uğur Mumcu olayı "tarihe geçen" bir denklemimiz. Mumcu'nun kardeşi Ceyhan Mumcu'nun bir anısı var. (Kardeşim Uğur Mumcu-Kaynak Yayınları-Ocak 2008) "Ceyhan Mumcu'nun kaleminden" aktaralım:
"Erdal İnönü Başbakan Yardımcısı iken İzmir'de karşılaştık.
Sanki sıradan bir vatandaş gibi bana Uğur Mumcu cinayetinde bir gelişme var mı diye sordu.
Başbakan Yardımcısı bana bunu soruyordu.
Çok sinirlendim.
Verdiğim cevabı şimdi söylemek istemiyorum."
Ceyhan Mumcu anlatmaya devam ediyor:
* Muammer Aksoy' u öldüren silah bulundu.
* Ahmet Taner Kışlalı'yı öldüren bombanın aynısı bulundu.
* Bahriye Üçok'a gönderilen kargo paketinin üstündeki yazının yüzde doksan benzeri bulundu.
* Uğur Mumcu'yu öldüren bomba düzeneğinin çizili resmi bulundu.
***
Ama "bunların bulunması" yetmiyor. "Karanlıkların aydınlatılması gerekiyor."
"Konuya" Ceyhan Mumcu'nun sözleriyle nokta koyalım:
- Kardeşimi kim öldürdü, sorusunun cevabını bulabilmek için mal varlığımın tamamına yakınını tükettim. Tanınmış bir kişi oldum, bir sürü de düşman edindim.