Çarşamba saat 10.30... Süleyman Demirel'i aradık.
"İstanbul arayışlarını" anlattık.
"Ankara oluşumlarından" bahsettik.
Sonra da "Aydın Menderes'in söylediklerini" aktardık:
- DYP ile Anavatan'ın "Demokrat Parti çatısında" buluşmaları... Mehmet Ağar'ın genel başkanlığı... Sizin de garantörlüğünüz... Ne diyorsunuz?

***
Süleyman Demirel:
- Ham armudu toplamak bir işe yaramaz... Meyve olgunlaşmadan toplanmaz... Siyaset öyle bir şeydir ki, aklına geldiği zaman toplayamaz, aklına geldiği zaman çıkaramazsın... Rakamların toplanmaya razı olması lazım... Ham armut yemeye kalkarsan boğazına durur.

***
Demirel "oldu mu, tamam mı" diye sordu.
- Efendim oldu, tamam da... Biraz daha konuyu açsanız.
- Siyaseti tepeden çekerek götürmek mümkün değil... Tabanın, tepeyi itmesi lazım... Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce siyasetin şekilleneceğine kani değilim.

***
Süleyman Demirel:
* 2007'deki siyaset bundan önceki yılların tümünden farklı.
* Farklı parametreler var.
* Boyutlarını kestirmek mümkün değil.
* Halk-siyaset kopukluğu sürüyor.
* Siyaset ve siyasetin kurumlarına halkın güveni istenen seviyeye çıkmadı.
* Siyaset bozulmaya, güçsüzleşmeye devam ediyor.
* Bu sağlıklı bir durum değil... Hekimi ise yine halk.

***
Demirel:
- Oldu mu, tamam mı, yeter mi?
Biz yine "aynı yanıtı" verdik:
- Biraz daha açsanız.

***
Süleyman bey:
- Siyasetin de bir insanın elleri, ayakları, gözleri gibi organları var... Organlar iktidardır, muhalefettir... Medya, üniversite, düşünce kuruluşlarıdır... Halkın kendisidir... Ve bunların hepsinin de siyasete kayıtsız olmaması lazımdır... İşte bu olacaktır.
- Ne zaman ve nasıl?
- Şu anda değerlendirmeye müsait olacak kadar bir canlılık görünmüyor... Siyasi ve sosyal olaylarda hiçbir zaman ümit kesmemek lazım... Dinamikler hesaba sığmaz.
- Yani?
- Inpredictable... Çok iyi bir söz bu... Ne zaman ve ne olacağı kestirilemez.