Diplomat Mehmet Ali Bayar, Cumhurbaşkanlığı döneminde Demirel'in başdanışmanıydı.
Bayar'la "Çankaya günlerini" konuştuk.
Bir gün, Demirel'e "Adapazarlı bir eskiciden" mektup gelmiş:
***
Sayın Cumhurbaşkanım.
At arabası ile sokak sokak dolaşır, eskiler alırım.
Yıllardır çoluk çocuğumu eskicilik yaparak doyururum.
Atım yaşlandı, hastalandı ve öldü.
At alacak param yok.
İşsiz, yoksul ve çaresizim.
Allah rızası için bana bir at alın.
Yeniden eskiciliğe başlayayım.
***
Cumhurbaşkanı Demirel "gereğinin yapılması için" mektubu Sakarya Valisi'ne göndermiş.
Vali de "fak-fuk-fon" dan eskiciye bir at almış.
Eskici, eski işini yapmaya başlamış.
Ancak "olayı" duyan, Demirel'e mektup yazmaya başlamış:
- Baba, ineğim sütten kesildi, bana yeni bir inek.
- Baba eşeğim öldü, bana yeni bir eşek.
***
Mehmet Ali Bayar'da "Çankaya hikayesi" çok.
Hikayeleri anlattıktan sonra Bayar "Demirel' in Çankaya prensiplerini" sıraladı:
- Her sabah Anayasa' yı açar, Cumhurbaşkanı' nın görev ve yetkilerini yeniden okurdu.
- Kurumlar arası uyumu gözetmeye büyük önem verirdi.
- Onu arayıp da ulaşamayan milletvekili yoktu... Meclis' e saygı temel ilkesiydi.
- Yılda 2 kez bütün üniversite rektörlerini Köşk'te toplardı.
***
Demirel'in Çankaya prensiplerinden biri:
- Dış politikada uyum... Arkasında TBMM desteği olmayan dış politika yürümez.
Onun için TBMM Dışişleri Komisyonu üyelerini sık sık Çankaya'ya "yemeğe" davet edip, uzun uzun konuşuyormuş.
***
Ve Mehmet Ali Bayar'dan son not:
Ege bölgesinden 4 otobüs dolusu "yerli turist" Kapadokya'yı gezmeye gitmişler.
Dönüşte, Ankara'dan geçerlerken içlerinden biri demiş ki:
- Demirel " ben Türkiye'nin her köşesinin ve her kişisinin Cumhurbaşkanı'yım " diyor... Biz de Türkiye' nin kişileriyiz... Gidelim, çayını içelim.
Otobüsler Çankaya'nın kapısına dayanmış.
Başyaver, Demirel'in huzuruna çıkmış:
- Efendim durum böyle böyle... 4 otobüs dolusu yerli turist.
Demirel "bahçeye alın" demiş:
- Köşk'ü gezdirin... Çay, kahve, gazoz içirin... Karınları açsa doyurun... Sonra da bana haber verin, tek tek ellerini sıkacağım.
