Siyaset böyle bir şeydir işte... Önce "nelerin olmayacağı" görülür... Sonra sıra "neyin olacağını" konuşmaya gelir.
Örneğin "Çankaya olayı."
Önce "Org. Hilmi Özkök'ün" adı ortaya atıldı.
Sonra "Anayasa Mahkemesi Başkanı"nın.
"Yargıtay Başkanı"nın.
"Prof. Yılmaz Büyükerşen"in.
"Hikmet Çetin"in.
Ama "görüldü" ki...
"Hiçbiri" olmuyor.
Öyleyse soru:
- Kim olur?
***
Biz "işin başından beri" aynı şeyi söyledik:
1. Meclis'in içinden olur.
2. Ve de AKP'nin içinden.
***
"Pek çok kişi ve çevrenin senaryosu" şu:
* Tayyip bey partinin başında kalsın.
* Çankaya'ya da "eşinin başı açık biri" çıksın... Uzlaşmacı, sakin, "Milli Görüş okulundan gelmeyen" bir AKP'li.
Eğer "bu senaryo gerçekleşirse..."
Yapılacak "ilk genel seçimin sonucunu" şimdiden söyleyelim:
Yine "tek başına AKP iktidarı."
Ve Tayyip beyin "ikinci Başbakanlık dönemi."
***
Tayyip bey "güçlü", Tayyip bey "karizmatik", Tayyip bey "tek adam" ama...
İş Çankaya'ya gelince...
"Ben çıkmıyorum, falanca çıksın" demesi halinde "çok şey değişebilir." "Neden ben değil de o" tartışmaları başlayabilir.
Örneğin...
"Güçlü Tayyip bey", TBMM Başkanlığı için Vecdi Gönül'ü önerince, Bülent Arınç nasıl "diklenivermişti."
***
Öyleyse "ne olur?"
"Doğmamış çocuğa bugünden don biçmek" erken ama...
"Nisana kadar konjonktür ne getirir" bilinmez ama...
Gördüğümüz kadarıyla:
Cumhurbaşkanlığı gibi önemli bir makamı kimse altın tepsi içinde bir başkasına ikram etmez.
"Çıkar, kendisi oturur."
***
Tayyip bey "çıkacağım" derse, çıkar.
Onun yolunu kesebilecek bir AKP'li "daha anasından doğmadı."
Tayyip bey "çıkınca" ne yapar?
Hemen bir AKP'liyi (Abdullah Gül'ü) hükümeti kurmakla görevlendirir.
Ve AKP büyük kongresi de "en geç 45 gün içinde" toplanıp, yeni genel başkanı seçer.
***
Abdullah beyin kongreye "Başbakan olarak gitmesi" büyük avantaj.
Ama yine de "Türkiye'nin o dönemki şartlarına göre" bazı çekişmeler yaşanabilir.
Çankaya seçiminin "sert ya da yumuşak geçmesi", AKP'nin "Genel Başkanlık kongresi üzerinde" etkili olabilir.
***
Ve sonunda "Çankaya'da AKP'li Tayyip bey..."
Başbakanlıkta "yine bir AKP'li."
Türkiye "genel seçime" gider.
Bu defa seçim "ilk senaryodaki gibi" rahat geçmez, AKP "oyları silip süpüremez ama..."
Yine "birinci" gelir.
"Tek başına iktidar" ise olabilir de, olamayabilir de.
"Yine genel hava-konjonktür" meselesi.
***
Dün yapılan AKP kongresi "karizmatik tek adamın veda töreni" gibiydi.