Uzun uzun dinledik ama... Açıkçası "kimse olayın önünü arkasını, sebebini sonucunu" anlatmadığı için "sorunu tam olarak anlayamadık."
Anladığımız kadarıyla ise:
Akçatekir'de "halk ile devlet mahkemelik."
***
Ormanlar "bizim ormanlarımız."
Ama yıllar yılı ne ormanla insanı barıştırabilmişiz ve ne de orman bölgesindeki insan ile devleti.
***
Ufacık çocuklar gördük "evimizi alacak" diye devlete küskün.
Başı açık, başı kapalı kadınlar gördük "benim gibi bir dul karıdan devlet ne ister" diye öfkeli.
Kardeşler, amcalar, dedeler gördük "suçumuz ne" diye isyanlarda.
***
"Siyaset, bürokrasi, hukuk" bir araya gelsin.
"Bu insanları" dinlesin.
Ve onlar daha da "dikleşmeden", onlar "karayolunu kesmeden" onlar "kahrından ölmeden" dinlesin.
"Kim haklı, kim haksız" bilemeyiz.
"Tek bildiğimiz" ise Akçatekir'de ormanın değil ama binlerce insanın "bağrının yandığı."