ESSEN- Hakkâri'den Almanya'ya geçtik... Ve "yaş gününe" yetiştik... 1985 yılında Freudenberg Vakfı ile Alman Bilim Vakfı ortaklığında kurulan Türkiye Araştırmalar Merkezi 20 yaşında.
Merkez, Almanya ile Türkiye arasında bir "köprü kurum."
Bilimsel araştırmalar yapıyor. Seminer, sempozyum, konferanslar düzenliyor. Kitaplar yayınlıyor. Özellikle dış politika, ekonomi, sosyal bilimler, göç ve kültür konularında çalışmaları var.
***
"Merkez" şimdi 20'nci yılını kutluyor.
"Kutlama etkinliklerine" geldik. Önce bir "brifing" verildi. Sonra Eyalet Meclisi'nde Türk ve Alman konuşmacıların katıldığı bir tören yapıldı.
Bu arada pek çok konu masaya yatırıldı. Türkiye-Almanya ilişkilerinden, AB'ye tam üyeliğimize kadar... Avrupa'daki 4 milyonu aşan Türk nüfusun sorunlarına kadar.
***
Merkezin Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen. Merkezde 25 uzman çalışıyor. Bunlar İslam bilimciler, sosyologlar, siyaset bilimciler, etnologlar. Yaptıkları çalışmaları anlattılar.
Raporları, belgeleri, bilgileri, araştırmaları önümüze serdiler.
***
Almanya'da 660 bin "Türk hanesi" var. Bu 660 bin Türk ailesinden "170 bini, tapusu kendisine ait olan evde oturuyor."
Avrupa Türkü artık, eskisi gibi Türkiye'de yatırım yapmıyor.
Yatırımı "çalıştığı, yaşadığı" ülkeye. Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika'ya.
***
Türkler Avrupa'nın her yerinde istediği evi alırken...
Hatta Türk dernekleri kiliseleri satın alıp "cami, kültür merkezi, kütüphane" yaparken.
Biz hala "yabancıya mülk satalım mı, satmayalım mı" diye tartışıyoruz.
"Ne yaman çelişkilerimiz" var.
***
Almanya'da ekonomik kriz sürüyor. Her yıl 52 milyon Alman, Almanya dışına tatile gidermiş. Bu sayı 40 milyona düşmüş.
Ancak... Türkiye'ye gelen Alman turist sayısı azalmıyor, artıyor.
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki... 2006'da da "Türkiye'ye gelenlerdeki artış" sürecek.
***
Türkiye Araştırmalar Merkezi 20 yılda 190'ın üzerinde "Ulusal ve Uluslararası Bilimsel Proje ve Model karakterli araştırma" yapmış.
Prof. Dr. Faruk Şen "brifingde" bu araştırmalardan bahsetti.
Ve "birini" ayrıntılı anlattı. Bazı holdinglerin ki bunların bir kısmı tabeladan ibaret naylon kuruluşlarAvrupa'daki Türkleri "nasıl çarptığını..." "Camilerde nasıl para toplandığını..."
Tam 190 bin kişinin parası alınmış. Alınan para 5.5 milyar Euro. Bu para şimdi nerede?
"Toz oldu... Buhar oldu... Hortum oldu." "Hesap sorulması" da imkansız gibi.
"Olayların büyük kısmı" zamanaşımına uğradı.
Yani artık "uçmuş paranın hesabı olmaz."
***
Prof. Şen brifingde uzun uzun anlattı:
* Biz bu konuyu Alman hükümetinin isteği üzerine araştırdık.
* Araştırma 2000 yılında başladı, 2001'in başında bitti.
* Araştırma sırasında Almanya'daki camilere de gidildi, Türkiye'deki tabela veya gerçek holdinglere de.
* Almanya'daki Türklerden döviz bazında yılda yüzde 28 faiz vaadiyle para toplandı.
* Pek çok Türk, Alman bankalarından yüzde 7 faizle borç para alıp bunlara yatırdı.
* Biz bütün bu konuları 160 sayfalık bir rapor haline getirdik ve Alman hükümetine verdik.
* O tarihte bu konuyla, Alman hükümetine verdiğimiz raporla Türkiye'den sadece bir kişi ilgilendi... O da şu anda aramızda olan Yavuz Donat... Defalarca yazdı.
***
"Hakkımızı teslim ettiği için" Prof. Şen'e teşekkürler. Biz bu konuyu "Teşekkür beklemek için" yazmadık.
Okuyucularımız bilirler, arşivlerimiz şahittir 2001'de, 2002'de "defalarca" yazdık.
İlgilileri uyardık.
"Alman hükümetine verilen rapor elimizde... İsteyen var mı" diye gazetede yazdık, NTV'de haykırdık.
Kimseden "çıt" çıkmadı.
"Neden" derseniz...
"Nedenleri" ayrı bir yazı konusu. Bu "buharlaşan" 5.5 milyar Euro'dan "acaba siyaset sektöründe kimler nasiplendi?"
Türk parlamentosu bu konuyu neden "2001'de araştırmadı."
Dedik ya "bu konu bir derin kuyu... Üstelik çok derin."