Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YAVUZ DONAT

İmtiyazlı demokrasi

Meclis Dışişleri Komisyonu Başkanı Mehmet Dülger, İngiltere'deydi... Bazı temaslarda bulundu, döndü... "Nasıl geçti" diye sorduk... "Önce kapıdan girişimi anlatayım" diye söze başladı:
- Beni bir güzel aradılar... Hem de ne arama!..
- Nerede?
- İngiliz Parlamentosu'nda...

***
Mehmet Dülger:
- Lordlar Kamarası'na yemeğe davetliydim... Oraya girişimde de aynı şekilde arandım.
Dülger "aranışını" rahatsız olmuş bir üslupla anlatmıyordu.
"Orada kural böyle" dedi:
- İngiliz milletvekili genel kurula girerken aranıyor... Arada bir çıkıyor, beş dakika sonra dönüyor... Yine aranıyor.

***
"Ya bizde" diye araya girdik. Dülger:
- İşte onun için anlatıyorum ya... Milletvekili arkadaşm, oy kullanmak için eğilince, tabancası görünüyor oysa, Meclis'e tabanca ile girmek imkansız... Ama onu kim arayacak?

***
Mehmet Dülger sordu:
- Meclis'te bir polis memuru, milletvekilini arayabilir mi?.. "Efendim, tabanca ile giremezsiniz" diyebilir mi?
Biz yanıt vermeden Dülger bir soru daha sordu:
- Bir polis, resmi plakalı otomobile ceza yazabilir mi?.. Bir hakime, polis müdürüne, yüksek bürokrata, siyasetçiye ceza kesebilir mi?

***
"Neden olmasın" dedik. Birkaç yıl önceydi... Hamburg Eyalet Parlamentosu Başkan Vekili Rolf Kruse "içkili araç kullanıyordu."
Polis çevirdi. Kanında "binde 1.8 oranında" alkol çıktı.
Sonuç:
1. Rolf Kruse, kamuoyuna
"özür diliyorum, bir daha olmayacak" diye açıklama yaptı.
2. Hamburg Mahkemesi 7.500 Mark para cezası verdi.
3. Ehliyetine "1 yıl süreyle" el konuldu.
4. Senato Disiplin
Kurulu da 56 yaşndaki ünlü politikacıyı "kınadı."

***
"Neden olmasın" diye devam ettik...
Yine birkaç yıl önce Berlin polisi, Berlin Emniyet Müdür Yardımcısı'nın otomobilini durdurdu:
- Sayın müdürüm, lütfen üfler misiniz?
Müdür "üfledi." "İçkiliydi."
Sonuç:
1. Görevinden istifa etti.
2. Aynı zamanda Berlin Polis Sendikası Başkanı'ydı... O görevinden de ayrıldı.

***
Mehmet Dülger:
- Haydi bunları konuşalım... Dokunulmazlıkları, ayrıcalıkları konuşalım... İmtiyazları konuşalım... Sadece milletvekili dokunulmazlığına takılıp kalmadan, önyargıları atıp, hiçbir kompleks duymadan, herşeyi konuşalım.

***
Dülger devam etti:
- Türkiye'de bazı kimselerin "kurala uymama imtiyazı" var... Şimdi tek kişi çıkıp "yok" desin, onun alnını karışlarım.
Yine devam etti:
- İmtiyazlarımızın kalıplaşmış söylemleri bile var.
- Örneğin?
- Örneğin... Sen benim kim olduğumu biliyor musun?.. Bana ceza kesemezsin, zira benim kim olduğumu biliyor musun?.. Hastanede beni hasta kuyruğunda bekletemezsin... Zira, benim kim olduğumu biliyor musun?

***
Dülger "meydan okurcasına" sordu:
- Bunları konuşmaya var mısınız?
"Biz varız da" derken, araya girdi:
- Yok canım, sözüm size değil... Ben ortaya soruyorum... Sivil, asker, siyasetçi, bürokrat, hakim, polis, herkese.

***
"Bu konu" istesek de istemesek de konuşulacak.
Bari "AB önkoşulu" haline gelmeden konuşsak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA