İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından görevden alındı... Ve "nurtopu gibi" yeni bir gündem konumuz daha doğdu:
"Yeni rektör kim olacak?"
Ah "şunu" bir söyleyebilsek: - Yeni rektör kim olursa olsun... Yeter ki İstanbul Üniversitesi, Avrupa'nın ilk on üniversitesinden biri olsun.
***
30 bin öğrenciye sahip Hamburg Üniversitesi'nin rektörü "üniversite hocası" değildir.
Sosyal bilim okumuş, doktora yapmış bir Alman'dır.
Üniversite, Dr. Lütjent'in rektörlüğünden öylesine memnun ki, onu yıllardır" değiştirmiyor.
Tam "25 yıldır" rektör.
***
Üyesi olmak için çabaladığımız Avrupa'da "rektörün fazla bir yetkisi yok."
Yetkiler "dekana" devredilmiş.
Ama dekanların da yetkisi sınırlı. Yetki "bölümlere... Bölümün başındaki profesörlere" bırakılmış.
Onlar da "daha aşağılara... Doçentlere... Asistanlara."
Batı'da yetki "işi kim yapıyorsa, onda." Bizde ise...
Pekçok sektörde olduğu gibi, üniversitede de sanki "ağalık sistemi" hakim.
Ondan dolayıdır ki rektör olmak için herkes birbirini yiyor.
Batı'da "ille de rektör olayım" diye tutturanı, "seçim kampanyaları düzenleyeni" gördünüz mü, duydunuz mu?
***
Almanya'da 350 üniversite var.
Alman devletinin hedefi: - Bunlardan 10'u dünyanın en iyileri arasına girecek.
Ve Almanya bugün "on üniversite için" özel uygulama yapıyor.
Ek kadrolar, ek araştırma bütçeleri... Acaba "rektör değişikliğini" fırsat bilip, biz de "böyle bir hedef" koysak.
İstanbul Üniversitesi'ni "Avrupa'nın en iyilerinden biri yapacağız" desek.
Bir "pilot uygulama" başlatsak.
***
Münih'te iki üniversite var.
Biri Münih Üniversitesi.
Diğeri Teknik Üniversite. Münih Üniversitesi tabii eğitim kalitesi bakımından- Almanya'nın "en iyilerinden... Dünyanın ilk 50 üniversitesi arasında."
Almanya'nın hedefi: "Münih'teki iki üniversiteyi birleştirelim.
Güçlendirelim. Ve dünyanın ilk 20 üniversitesi arasına girmesi için ne gerekiyorsa yapalım."
***
Tabii konunun "pekçok boyutu" var. Batı, üniversite hocasına "doğru dürüst maaş veriyor."
Almanya'da profesör "5 bin euro" alıyor. Orada hoca, toplumun "maddi sorunu olmayan" kesiminden. (Yargıçlar da öyle.)
Hocası ekmek derdindeki üniversiteyi "Batı ile yarıştırmak" mümkün mü?
***
İstanbul Üniversitesi rektörü değişikliği vesilesiyle gündeme "şu meşhur YÖK konusunu" bir kez daha taşısak.
Üniversiteleri artık "otoriter yönetimden" kurtarsak.
Kars-Kafkas, Malatya-İnönü, Şanlıurfa- Harran üniversiteleri "kendileri ile ilgili kararları kendileri alabilseler."
Van-100. Yıl Üniversitesi'nde ne yapılıp, ne yapılmayacağına artık "Ankara karar vermese."
***
Daha önce Hamburg ve Bremen Üniversitelerinde hocalık yapan, şimdi Avrupa-Türkiye Araştırmaları Enstitüsü'nü yöneten Dr. Harun Gümrükçü bir süredir "Avrupa yüksek öğretim alanı" konusunda çalışıyor.
Rica ettik: - Türk üniversiteleri için de bir araştırma lütfen.
Hoca güldü: - Şaka mı, ciddi mi?