Yarın pazar... Resmi tatil... Ama siyasete tatil yok... Hatta, siyasi sektör için yarın "uzun bir gün." Siyasetin saati yarın şöyle işleyecek.
Sabah "TBMM Danışma Kurulu" toplanacak.
Ardından TBMM Genel Kurulu.
Genel Kurul daha açılır açılmaz "kısa bir ara" verecek.
Zira Başkan diyecek ki: - Görüşmelere geçilebilmesi için elimizde Adalet Komisyonu'nun raporu olması lazım... Bu rapor henüz gelmedi.
Adalet Komisyonu Başkanı Köksal Toptan, elini kaldıracak:
- Şimdi derhal toplanıp, gerekli raporları hazırlayarak, sayın başkanlığa sunacağız.
Ve saat 11.00'de toplanan Meclis, saat 11.30 sularında "teneffüse" çıkacak.
***
Köksal Toptan, TBMM'nin ikinci katında "Adalet Komisyonu'nu" toplayacak.
Ve diyecek ki: - Elimizde, TBMM genel kurulundan geçmiş 3 kanun tasarısı var... Bunların sadece ikişer maddesi Meclis'te oylanmadı.
Yasalar şunlar:
1. Bölge Adliye Mahkemeleri Kurulmasına dair yasa.
(İstinaf mahkemeleri).
2. Hukuk Usulü
Muhakemeleri Yasası.
3. Türk Ceza Yasası.
Bu 3 yasanın, TBMM genel kurulunda oylanmamış olan 2 maddesine gelince:
1. Kanunların "yürürlük tarihi" ile ilgili madde.
2. Yürütme (Bu kanunu Bakanlar Kurulu Yürütür) maddesi.
Toptan 3 kanunun 2'şer maddesinin de Genel Kurul'da oylanması için bir "rapor" yazacak.
Komisyon'da oya sunacak. Ve komisyonun kabul edeceği "rapor" aşağıya, yani "TBMM Başkanlığı'na" ve oradan da "Genel Kurul'a" inecek.
***
Bundan sonrası "şipşak." "Kabul edenler?.. Etmeyenler?.. Kabul edilmiştir."
Ve Başkan "yeni yasalar ülkemize hayırlı olsun" diyerek, toplantıyı kapatacak.
***
Böylece zina sorunu "resmen" ülke gündeminden düşecek.
Buna "ötelenecek" de diyebiliriz.
Zira ileride "bu iş" Medeni Yasa ile (talep üzerine tazminat) yeni bir düzenleme konusu olabilir.
***
Soru:
Madem bu noktaya gelinecekti de, öyleyse bir bardak suda ne diye fırtına koparıldı?
AKP'nin bazı ileri gelenleri "bunu özellikle yaptıklarını" söylüyorlar:
- Bu yüksek siyasettir... Herkes anlayamaz.
- Nasıl bir yüksek siyaset?
- Böylelikle, AB'nin olabilecek yeni taleplerini kestik.
***
Bu "yüksek siyaset masalını" anlatanlar, acaba anlattıklarına kendileri inanıyorlar mı?
Ayrıca "böyle masallar" tehlikelidir.
"Bir siyaset üslubu... Bir alışkanlık" haline gelir ve...
"Yabancı çoban masalındaki gibi" faturası çok ağır olur.
***
Neyse yine dönelim "yarınki siyasi saate."
Meclis'te, Genel Kurul kapanınca CHP'liler evlerine...
AKP'liler "Kızılcahamam'a."
Yarın öğleden sonra "otele geliş ve yerleşme."
Ve "üç günlük yeni takvim" işlemeye başlayacak.
Pazartesi "kahvaltı... Genel Başkan'ın sunuş konuşması... Sosyal politikalar ve uygulamalar... Değerlendirmeler."
Salı "sabah ekonomik konular... Öğleden sonra dış politika."
Çarşamba tam gün "milletvekillerinin düşüncelerini hükümet üyelerine aktarmaları."
Ve 17.30'da kapanış.
***
Bakalım perşembe "nasıl bir gün olacak?"
Dileriz, yapılan hatalara "yüksek siyaset" kılıfının uydurulacağı bir gün olmaz, "yapılanlardan ders alınarak girilecek yeni bir dönemin" başlangıcı olur.