Adalet Komisyonu Başkanı Köksal Toptan'a "nasıl becerdiniz" diye sorduk.. Aynı soruyu Sağlık Bakanı Recep Akdağ'a da sormuştuk... İkisinin de yanıtı aynı oldu:
- Diyalog kurarak... Uzlaşarak.
Demokrasinin değişmez kuralı... Diyalog kuran, uzlaşı arayan "başarıyor." "Dediğim dedik" diyen ise başına iş açıyor.

***
Türk Ceza Kanunu "sil baştan." Tamamen yenileniyor. Türk hukuk tarihinin "en büyük olaylarından biri."
Bugüne kadar TCK'da "50 kez değişiklik" yapıldı.
Yasada "dil birliği" bile kalmadı. Bazı maddelerde "Cumhuriyet müddeiumumisi" deniliyor.
Bazılarında "Cumhuriyet savcısı." Yasa "İtalya'dan uyarlama." Yenisi ise "yüzde yüz Türk işi." Ve bu yasa tasarısı, Adalet Komisyonu'ndan "oybirliği ile" geçti.
İktidardan, muhalefetten tek kişi bile karşı çıkmadı.
Nedeni: "Diyalog... Danışma... Katılım... Uzlaşı."

***
Köksal Toptan, komisyona "hocaları" davet etti.
Üniversitelerden (Gazi, Ankara, Marmara, İstanbul) profesörler geldiler.
Yargıtay'dan "katkı" istendi. Yargıtay üyeleri koşup, geldiler. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan "görüş" soruldu.
Başsavcılığın uzmanları komisyona geldiler.
Barolar Birliği'nden, kadın örgütlerine kadar "herkese" kapı açıldı.
Sonuç:
Komisyonda öyle bir uzlaşı havası doğdu ki...
"Oybirliği" sağlandı.
Kutlanması gereken bir olay.

***
Diyalogla, uzlaşıyla çözülen bir başka sorun da "ilaç kararnamesi."
İlaç işi çok "netamelidir." Her dönemde, her iktidarın "içinden çıkmakta zorlandığı" konudur.
İlaç piyasası "yabana atılmayacak" büyüklüktedir.
6-7 milyar dolarlık bir sektör.
Ve "en büyük hortum" da bu işlerdedir. Bakan Recep Akdağ bir süre önce elini "arı kovanına" soktu.
Ama "kazasız, belasız, söylentisiz" işin içinden çıkmayı bildi.
- Recep bey, nasıl hallettiniz?
Bakan'ın yanıtı:
- Konuşa, konuşa.

***
Sağlık Bakanı dedi ki:
- Sektörle defalarca konuştum.
- Kaç defa?
- Belki 20 defa... Daha fazla da olabilir.
- Başka ne yaptınız?
- Sektörü incitmemeye gayret ettim... Sektörü suçlamadım... Ben onları dinledim, onlar beni dinledi... Ve sonunda konu çözüldü.

***
Bakan Recep Akdağ'ın bir sözü dikkatimizi çekti:
- Sorunu ben çözmedim... Biz çözdük... Sektörle birlikte.
Bu da demokrasinin bir başka değişmez kuralı...
"Ben" diyen, "kibre" kapılan kaybediyor.
"Biz... Birlikte... Uzlaşarak" diyen ise, "ilaç fiyatlarını ucuzlatmayı başarabiliyor."

***
Hızlandırılmış tren projesinin sahipleri acaba Toptan gibi, Akdağ gibi "diyalog... Uzlaşı... Katılım... Üniversiteden görüş... Bilimle işbirliği" aradılar mı?
Arasalardı bugün ne bu acı yaşanırdı ve ne de onların bu kadar başı ağrırdı.