Program çok önceden yapıldı. Süley man Demirel bugün Brüksel'de olacaktı. Organizasyonu "Marmara Grubu Vakfı" yapmıştı.
Brüksel'in ünlü Egmont Sarayı'nda Türk ve Belçikalı siyasetçiler, diplomat ve bilim adamları bir araya gelecekti. Toplantıya Türkiye'den "44 kişi" katılacaktı. "İlk sırada" da Demirel vardı. Süleyman bey "son dakikada" gitmekten vazgeçti. Toplantı yine olacak.
Ama "Demirel'siz."


- Sayın Demirel, neden vazgeçtiniz? - Marmara Grubu Vakfı Başkanı sayın Akkan Suver'i aradım... Oralarda, kendi hükümetimin program ve politikaları ile ters düşen beyanda bulunmanın yanlış olacağını söyledim... Bu sebeple, son anda gitmekten vazgeçtim.


Brüksel'deki toplantının konusu "Avrupa Birliği ve İslam... Türkiye Modeli."
Demirel "böyle bir konuda" hükümetle ters mi düşüyor?
Süleyman bey: - Hayır... Orada konuşmamı bitirince bana Kıbrıs konusu da sorulur... Yanıt vermeye mecbur kalırım... İşte böyle bir süreçte, yurt dışında, kendi hükümetinin politikasını eleştirir durumda olmak istemem.


Demirel: - Biz bir arayışın içindeyiz... Kıbrıs'ta kaybettiklerimizi biliyorum da, kazandıklarımızı bilmiyorum... Karşı tarafın elde ettiklerini biliyorum... Ve Türk hükümetinin resmi görüşü ile ters düşer bir söylemi, Brüksel'de seslendirmeyi doğru bulmuyorum.
- Hükümet ile hangi konularda ters düşüyorsunuz?
- 40 yıldır içinde bulunduğum Kıbrıs politikasının, AB'den tarih alacağız diye hercümerç edilmesine üzgünüm.
Demirel'in AB'ye de bir çift sözü var: - Sıra Türkiye'ye gelince mi Kıbrıs konusu bir şart oluyor?.. AB'nin uluslararası anlaşmaları (Londra ve Zürich) hiç dik- kate almamasına üzgünüm... Adil ve kalıcı bir çözümün yakalanabilmiş olduğuna kâni değilim.
- Sayın Demirel... Milli Güvenlik Kurulu bildirisi için ne diyorsunuz?
- Orada da zihinler karışık görünüyor.


Ve sonuç: Demirel Brüksel'e gitmiyor. Oysa, haftalar önce Demirel de, Dr. Akkan Suver de bize "Brüksel toplantısının önemini" anlatmışlardı. "Katılmalısınız" demişlerdi. Biz bugün Brüksel'deki