Her yörenin kendine özgü yemekleri vardır. Örneğin Van'da "sengeser" pişirilir... "Ağır" bir yemektir. "Daha hafif" bir yemek isterseniz "keledoş" yiyebilirsiniz. Keledoş erişte, soğan, nohut, fasulye ve kurut (kurutulmuş çökelek) ezmesi ile yapılır. "Kavurmalısı" da olur, kavurmasızı da. Van'ın yerel yemekleri güzel olmasına güzel de... "Kahvaltısı" daha bir ünlü. Van'da 40'tan fazla "kahvaltıcı" vardır. Ve kahvaltı salonları bir "sivil toplum örgütü... Lokal... Buluşma yeri... Dostlar kulübü" gibidir. Cumhuriyet Mahallesi'nde, Eski Sümerbank Sokak'a girecek olursanız, hayli "kahvaltı salonu" görürsünüz. En eskileri "Sütçü Fevzi"dir. Şimdi işin başında oğlu var... Kadir Timur. Kadir, yazları "sabah 04.30'da" dükkanı açar. Kışları "saat 05.00'te... 05.30'da." "Bu saatte de kahvaltı yapılır mı" demeyin sakın. Van'da adet böyledir.
***
Kahvaltı salonundan 1 milyon 750 bin liraya da çıkabilirsiniz, 6 milyon liraya da. - Kadir, neler var? - Bal, kaymak... Van cacığı... Tereyağı... Otlu peynir... Kaşar... Sucuklu yumurta... Tahin, pekmez... Siz misafirsiniz, murvuta yapalım... Ve bir de kavut.
***
- Kadir, murvuta nedir? - Yumurta, un ve bal karıştırılır... Murvuta pişirilir. - Ya kavut nedir? - Buğday kavrulur... Sonra öğütülüp, un haline getirilir... Tereyağı ile tekrar kavrulur... Üstüne gül reçeli dökülerek yenir... Veya bal. Dedik ki "biz kahvaltı yapmasak olmaz mı?" Vanlılar'dan aldığımız yanıt: - Olur olmasına da... Paris'e gidenin, Eyfel kulesini görmeden dönmesi gibi bir şey olur. Kahvaltı salonlarının duvarlarında "atasözleri" asılıdır ya da kimin yazdığı belli olmayan "dörtlükler." Örneğin, Sütçü Fevzi'nin duvarından:
Kader ne ise o olur, etme merak, Uyma kendi nefsine, hakkın emrine bırak, Altından ağacın olsa, zümrütten yaprak, Akibet gözünü doyurur bir avuç toprak.