Nihat bey... Buralara nasıl geldiniz? - Babam Hasan Sorgeç, İskenderun'da iplik fabrikasında ustabaşıydı... Terziydi... Terzi dükkanı da vardı... Sonra işçi olarak Almanya'ya geldi. - Anneniz? - O da Almanya'ya çalışmaya geldi. - Ya siz? - Ortaokulu, Antakya'da dedemin yanında okudum... Antakya Merkez Ortaokulu'ndan 1972'de mezun oldum. - Sonra? - Asker olmak istiyordum... Kuleli Askeri Lisesi'nin sınavını kazandım... Ama Kuleli'ye gidemedim. - Neden? - Annem, benim hasretime dayanamadı... Ağlamaya başladı... Babam da beni Almanya'ya getirdi... Liseyi Almanya'da bitirdim. - Sonra? - Mühendislik okudum... Siemens'te makine mühendisi olarak çalıştım... Ardından otomotiv sektörü... Derken, kader ağlarını ördü, okulcu oluverdim. - Evli misiniz? - Eşim Alman... Bir oğlum var. - Gençsiniz... Başarılısınız... Ne mutlu size. - Sağolun da yapmam gereken bir şey daha kaldı. - Nedir? - Almanlar, Antakya'yı yeterince tanımıyorlar... Almanya'da bir vakıf kuracağım: Antakya'yı Tanıtma ve Kalkındırma Vakfı... Bu vakfı kuramazsam, kahrolurum... Gece, gündüz buna çalışıyorum.