Oğuz Sarvan döneminde hakemleri de, tayinleri de çok eleştirmiştik. Bazı maçlarda sonuçlar hakemlerle değişivermişti.
3 Temmuz'da başlayan şike operasyonunda gördük ki; futbolumuzdaki her sektörden insan bu operasyona dahil edilmiş. Ya cezaevindeler, ya gözaltına alındılar ya da sanık durumunda yargılanacaklar. Dünyadaki bütün şike operasyonlarına bakın, işin içinde mutlaka hakemler vardır. Ama Türk hakemliği adına ne mutlu ki; bir tek hakem bile süpheli durumunda değil. Şimdi bu tablo iyi yönetimlerle pekiştirilmeli.
Ama sezon başından beri öylesine tuhaf, sonuçlara o kadar etkili hakem hataları görüyoruz ki; Sevgili Yusuf Namoğlu'nu uyarmamak mümkün değil.
Pazar gecesi Eboue, Stepanov'un solundan atmış sağından gidiyor. Rakibinin kayarak gelişinden belli ki bir şey olacak. Ve Eboue yerde. Hakeme bakıyoruz. "Devam" diyor. Hücum oyuncusu, defans oyuncusunun bir tarafından atıp öbür tarafından koşarken yere düşerse bunun adı ya penaltıdır ya da artistik olarak penaltı çaldırma girişimidir. Ama hakemde hiçbir karar yok!

EĞİTİM DEĞİL CESARET
Eboue'nin kendini yere attığını düşünüyorsan, ona sarı kart vermelisin. Yok eğer Stepanov'un müdahelesi var diye düşünüyorsan o zaman penaltı vermelisin.
Bunun eğitimle, öğretimle alakası yok. Bunun cesaret ve konsantrasyonla alakası var. Bizce pozisyon penaltı, ama hakeme göre değil. Penaltı değilse, bu kez de sarı kart eksik.
Gelelim Pazartesi gecesi oynanan Mersin İdmanyurdu-Fenerbahçe maçına...
İlk yarının son dakikalarında bir serbest vuruşta Bekir'in elle kestiği topun yorumla alakası yok. Halis Özkahya pozisyonu durarak izliyor.
Bir pozisyonu koşarak değil de, durarak izliyorsanız isabetli karar verme ihtimaliniz çok yüksektir. Peki Halis Özkahya niye göremiyor?
Çünkü o anda topa vuran adama bakıyor. Bu tür pozisyonlarda serbest vuruşu kullanan adama değil, aksine ceza alanı içindeki muhtemel kontaklara bakacaksın.
Mersin'in çok açık bir elle oynama penaltısını göremiyorsun, buna karşın ikinci yarıda çok karmaşık bir pozisyonda Zurita'nın topa hafif elle dokunuşunu yardımcı hakemin de yardımıyla görebiliyorsun. Kabak gibi olanını göremeyip çok incesini görebiliyorsan hiç kimseyi ikna edemezsin.

HİNT KUMAŞI DEĞİLLER
Gelelim Yusuf Namoğlu'nun yapması gerekenlere... Önemli maçlar 5-6 hakem arasında paylaşılıyor. Halis Özkahya Gaziantep-Beşiktaş maçında verdiği iki kırmızı kartın birinde hatalıydı. Çünkü pozisyon ofsayttı. Böylesine hatalı karar veren hakemleri bir sonraki hafta maça yolladığınızda iç dünyasında rahat olamaz. Üstelik hakemlerde şöyle bir inanç gelişti: "Hata yapsam da yapmasam da nasıl olsa maç almaya devam edeceğim. Zira kadro dar ve MHK'nin bana ihtiyacı var."
İşte bu düşünce çok tehlikeli. Kendilerini bulunmaz Hint kumaşı zanneden bazı hakemler yaptıkları önemli hatalara rağmen maç almaya devam ederlerse hata olur.