Beşiktaş, son 10 dakika dışında futbol oynamadı. Sadece kapandı, hiç pas yapmadı ve yanlış bir taktikle maçı kaybedebilecek duruma geldi. Maç öncesi eksiklerin handikap olduğu bir gerçek. Ama Ankaragücü gibi teknik kapasitesi çok yüksek bir takıma karşı kapanıp uzun toplarla oynamanın hiçbir mantığı yok. Çünkü uzun topta, topu ileride tutamadığınızda Ankaragücü yine topla üzerinize geliyor. Beşiktaş'ın yapması gereken ayağa oynamak, bol pas yapmak olmalıydı. Herkes biliyor ki Ankaragücü çıkarken yakalandığında diğer takımlardan daha fazla defansif hata yapıyor.
İlk yarıya bakıyoruz; Vassell, Rothen, Vittek ile gelmeye çalışan bir Ankaragücü var. Aslında Beşiktaş savunması ilk yarıda başarılı oldu. Ama dedik ya kapılan toplar kontratak zihniyetiyle ileri oynandı. Bunun hiçbir mantığı yok. Orta sahada Yusuf gibi bir oyuncuyla oyuna başlanmamasının hiçbir anlaşılabilir tarafı yok.
İkinci yarı Beşiktaş tam gömüldü, hatalar yapmaya başladı. Rothen soldan yine babasının kulvarı gibi gitti, geldi. Mustafa Denizli ne zaman ki değişiklikleri yaptı, Beşiktaş top tutmaya başladı ve pozisyonlar üretti. Beşiktaş, son 10 dakikada yaptığını maçın başında yapmalıydı.
ŞİMŞEK PENALTIYI VERMEDİ
Böyle maçlar şampiyonluk yarışında çok önemli. Kayıpların telafisi olmayacak haftalara girdik. Sanırım Mustafa Denizli dün akşamki maçtan önemli dersler almıştır. Korkunun ecele hiçbir faydası yok. Böyle maçlardaki beraberlik mağlubiyet kadar takımda travma yaratıyor.
Gelelim hakeme... Öyle bir penaltıyı vermedi ki bunu anlamak mümkün değil. İkinci yarıda Vassell, İbrahim Kaş'ın yanından sıyrılıp gidiyor. İbrahim atlıyor, çok net bir faul ve ceza alanı içinde olduğundan dolayı da açık bir penaltı. Ama Barış Şimşek devam diyor.
Ayrıca Ankaragücü'nün "ofsayt" diye iptal edilen bir golü var. Top kafayla oynandığında pozisyon ofsayt ve karar doğru.