Şayet adı Rijkaard değil de Rıfat olsaydı, Galatasaray'a bırakın hoca olmayı, kapı görevlisi bile olamazdı. "Devrim yapıyoruz" dedi, yanına da Neeskens'i aldı ve böylesine önemli bir kadronun düştüğü duruma bakın. Galatasaray koskoca maçta bir pozisyon buldu.
Devrim ha! Sayın Rijkaard, ne devrimi?Bu gidişle Bursaspor'a Türk futbolunda devrim yaptıracaksınız. 'Kurtarıcı' diye Arda'yı alıyorsun, Arda'nın yürüyecek hali yok. Mehmet Topal'ı çıkartıyorsun, zaten orta sahada çok rahat top yapan Fenerbahçe'ye galibiyeti altın tepside sunuyorsun. Devrim ha Rijkaard...
Jo yürümüyor, Elano diye bir futbolcu yok. Biraz Giovani, ama hepsi bu kadar. Aslında Galatasaray dün gece utanç verici bir futbol ortaya koydu. İki pası yapamıyor, iki topu araya atamıyor, kaleye şut çekemiyor, ondan sonra da büyük umutlarla Atletico Madrid'den alınan Leo Franco 40 metreden topu içeri alıyor. İşte devrim bu. Geçen hafta Trabzon'da mağlup ol, dün gece de Ali Sami Yen'de. Üstelik ezeli rakibin Fenerbahçe'ye iki maçta da yeniliyorsun.
Bu eser Frank Rijkaard'ın. Sezon başından beri söylüyorum, bu adamın takıma katkısı Galatasaray kulübünün çaycısı kadar diye. Ama ne hikmetse Adnan Polat ve ekibi Rijkaard'ı hala yere göre sığdıramıyorlar. Rijkaard'ın takımı bu, utanç verici bir durumdaydı.
Bu sorumluluk sadece Rijkaard'ın değil onu oraya getirenlerin ve ona sahip çıkanların. Sonuçta Galatasaray kaybetti. Bu şampiyonluk yarışında çok ama çok önemli bir kayıp. Aslında dün gece sadece şampiyonluk yarışında önemli bir 3 puan kaybedilmedi, aynı zamanda Fenerbahçe, hem de eksik Fenerbahçe, Galatasaray'ın karizmasını yerle bir etti.
Gelelim hakem Cüneyt Çakır'a... Yardımcıları bir felaket. Güiza'nın ilk yarıdaki golünü ofsayt diye iptal ettiler, karar yanlış. Sarı kartlarını yanlış kullandı. Yine ilk devrenin son dakikalarında Keita'nın ofsayt pozisyonunun göremeyip devam ettirdiler. Ama en kritik an oyunun son dakikasında yaşandı. Lugano top ortalandığında Giovani'yi çekti. Karar penaltı olmalıydı.