Dün Antalya'da hem Fenerbahçe için hem de Antalyaspor için tuhaf bir gece yaşandı. Maçın özeti şu: F.Bahçe, Güiza'yla 3-4 net gol pozisyonu harcadı. Üç topu direkten döndü. Ve kalesinde de sadece tek pozisyon gördü. Ama aynı F.Bahçe dün gece son saniyede kazandı. Aslında son saniyede kaybedebilirdi de. F.Bahçe kazanamasa bunun tek sorumlusu Güiza olacaktı. Ve yine F.Bahçe kazanamasa Güiza bugün F.Bahçe'de belki de istenmeyen adam haline gelecekti. Ama aynı Güiza Antalyaspor'un defans oyuncularına dua etsin.
Şimdi Antalyaspor takımına ve özelikle defans oyuncularına sesleniyorum. Sizin son saniyede yaptığınız komikliği amatör takımda değil, ilkokul takımındaki oyuncular bile yapmaz. Maç bitti bitecek, kornere ailece gidiyorsunuz. Dönen topta bir değil, iki değil, tam dört F.Bahçeli futbolcu kaleciyle karşı karşıya kalıyorlar. Üstelik daha kaleye 40-50 metre mesafede. Böyle anlamsız gol yiyen takımın Süper Lig'de kalmaya hakkı yoktur.
SADECE 3 KİŞİ MAÇA ASILDI
Gelelim maça F.Bahçe özellikle ilk yarıda biraz şanslı olsa ya da Güiza biraz becerikli olsa maçı kopartırdı. Özellikle Alex, Vederson ve Kazım maçı forse etmek için ellerinden geleni yaptılar. Ama maalesef F.Bahçe hızlı oynayamıyor. Tempoyu artırsalar Antalyaspor gibi hem kötü oynayan hem de kalitesi sınırlı bir takımı darmadağın ederlerdi. İkinci yarı goller kaçtıkça stres de başladı. Çünkü yenilecek bir kaza golü ya da beklenen golü bulmamak, F.Bahçe için puan kaybı demekti.
Sezon başı büyük umutlarla alınan Cristian ve Santos F.Bahçe'ye istenilen katkıyı yapamıyorlar. Santos'un performansı haftalar ilerledikçe düşüyor. Takımı sırtlama görevi yine büyük oranda Alex'e kalmış durumda. Antalyaspor hiç üzülmesin. Bir puana bile sevinmemeliydiler. Çünkü futbol adına hiçbir şey yapmadılar. 90'da yedikleri gol de her şeyin üzerine tüy dikti.
Hakem Yunus Yıldırım, kötü bir maç yönetti. Çaldığı düdükler, gösterdiği kartlar ve maçı sakinleştireceğim diye oyuncularla yaptığı konuşmalarla oluşan vakit kaybı, üst düzey hakemlikle bağdaşmıyor. Yunus Yıldırım'a sormak istiyorum. İkinci yarıda Antalyasporlu kalecinin Uğur Boral'a yapmış olduğu sarılma hareketi penaltı değil mi? Yunus maçı tekrar baştan sona izlerse ne demek istediğimi çok iyi anlar.