Keşke 5 gol yiyip Bern'de oynadığımızdan daha kötü oynayıp elenseydik de dün geceyi görmeseydik. Kime kızacağımızı bilmiyoruz. Böylesine mükemmel hücum eden, böylesine güzel goller bulan, iki oyuncusu hariç fevkalade oynayan bir Milli Takım'ın elenmesi çok üzücü.
Maç başladı, lise takımlarında bile yapılmayacak bir Alpay penaltısıyla şok yaşadık. Tuncay'ın ve Necati'nin büyük dinamizmi, Hamit'in sağ kanadı çok iyi kullanması Hakan'ın rakip defansla boğuşması Türkiye'yi komadan çıkartıp ilk devrenin sonunda "Bu iş oluyor galiba" dedirtti. Hele hele ikinci yarının başında üçüncü golü de bulunca " Tamam galiba şimdi başardık" diyorduk ki, 84. dakikada yine hüngür hüngür ağlamaya başladık.
Dün geceki maç tam bir Alfred Hitchcock filmi gibiydi. Önce öldük, sonra dirildik. "Yaşıyoruz galiba" dedik, tekrar komaya girdik. Tekrar yaşar gibi olduk ama 94'üncü dakikada skandal Belçikalı'nın bitiş düdüğüyle ölen taraf biz olduk. Dedim ya Türk futbol tarihinin
en dramatik maçını yaşadık. Alpay'a kızmak çok kolay. Tolga'yı da aslanların önüne atmak çok kolay. Ama bunların hiçbiri bize final vizesi mutluluğunu getiremeyecek.

HAKEM BLATTER'İN SÜT OĞLU
Gelelim hakeme... Son 50 yılda Türkiye'de düdük çalmış en yeteneksiz, en korkak, en basiretsiz hakemdi. "Biz uyarmıştık" demek bize yakışmaz. Ama maalesef 70 milyonu 10 gündür uyarıyorum "Tezgaha geliyoruz" diye. Önce Lubos Michel dün gece de De Bleeckere 70 milyonun kaderiyle ince ince oynadılar. Bırakın böylesine maçların yükünü kaldırmayı, Belçika'da mahalle maçı bile yönetemez. Pozisyonlara dikkatle bakın. Son 10 dakikada vermediği kaç penaltı var? Bakın bakalım ilk devrenin son dakikasında Degen'i oyundan atması gerekiyor muydu? Skora göre maç yönetecek kadar uyanık. 1-0 mağlupken hep bizi kolladı. Ama 2-1'den sonra FIFA Başkanı Blattter'in süt oğlu gibi maç yönetti.
Hani hakem değişikliği iyi olmuştu? Şimdi siz böyle konuşursanız, bundan böyle bu tip maçları Blatter'in kendisi yönetir!