İsviçre'de Milli Takımımız katletildi. Hem sahada hem saha dışında. Çok kötü oynamamıza rağmen yine de 60. dakikada Slovak hakem Lubos Michel açık penaltıyı verse belki de İstanbul'a 1-1 ile dönecektik. Bu da tura Milli Takımımız'ın yakın olması demekti.
Sözüm ona İsviçre dünyanın en medeni ülkelerinden biri. O kadar medeniler ki, bir spor müsabakası öncesi konuk takımın ulusal marşı çalınırken 30 bin kişi birden ıslıklıyor. Bu şimdiye kadar İsviçre'de pek yaşanmış ve alışılmış bir saygısızlık değil. Bunun tek anlamı var: İsviçre topyekün Dünya kupası'na katılmayı çok istedi. Bunun için her şeyi kullandı. Hakem tayinini, tayin edilmiş İspanyol hakemin değişikliğini manipüle ederek çok büyük avantaj sağladılar.
Hatta şimdi daha ileri gidiyorum. Kurada bile manipulasyon var. Zira play-off öncesi İsviçre ya Türkiye ya Çek Cuhmuriyeti ya da İspanya'dan birini çekecekti. Ama İsviçre için en avantajlı kura Türkiye idi. Ve onu çektiler. Bu 'İzmir torbayı (çift cepli tombalacı torbası) ' hazırlayan çoğu İsviçreli olan, İsviçre'de yaşayan profesyoneller. Kağıtları kesip topların içine koyan, topları kutuya koyan ve Türkiye ile İsviçre'yi eşleştiren de onlar. Ha "Bu çok mu kolay?" diyeceksiniz. Tabii ki çok kolay. Hatırlamıyor musunuz 2004 playoff kuraları çekilirken seribaşları olmamasına rağmen kuvvetli takımlarla (İspanya, Hollanda, Hırvatistan, Türkiye, Rusya) kuvvetsiz takımlar (Norveç, İskoçya, Slovenya, Letonya, Galler) bir anda eşleşiverdiler.

FUTBOL ADINA HER ŞEY!
Şimdi herkes "Yine komplo teorisi üretiyorsun" diyecek. Biz, hakem değişikliği sonrası "Komploya kurban gidiyoruz. Artık L.Michel'e de güvenmiyorum" derken cumartesiyi önceden hissetmiştik. Ama Türk futbolunun ileri gelenleri ve bazı basın mensupları "Ne var bunda? Her şey normal gidiyor" diyorlardı.
Şimdi Levent Bıçakcı'nın açıklaması şartıyla bir soru soruyorum: Acaba Sayın Başkan, bir gazetenin spor müdürüne "İspanyol hakemi biz değiştirttik" dedi mi? Şayet bu lafı dediyse sebebini anlattı mı? Yok eğer böyle bir şey demediyse hakem değişikliğinin nedenini FIFA'ya sordular mı? Ama Türk futbolu dünya platformunda kan kaybederken birkaç önemli futbol adamımız sırf FIFA nezninde sevimsiz olmamak için ülke menfaatlerini kollayamadılar. Adeta şahsi çıkarları için ülkenin ve prestijimizin ayaklar altına alınmasına göz yumdular.
Yarın gece İsviçre ile umutlarımızın azaldığı bir maça çıkacağız. Ortam çok gergin. Bize yakışan hiçbir ülkenin onuruyla oynamadan, kaba kuvvete başvurmadan, sadece Milli Takım'ı destekleyen seyircimizin tezahüratlarıdır. Ama bu demek değil ki, kazanmak için hiçbir şey yapmayacağız. Futbol adına her şeyi yapmamız lazım. Maçı döndürecek tek şey ilk devrede bulunacak bir goldür. Bu gol genç, diri ama deneyimsiz İsviçreliler'i paniğe sokarken bize de büyük moral verecektir. Ondan sonrası Allah kerim!
Futbol bilgim, tecrübelerim ve istatistikler 2006'ya İsviçre'nin gideceğini söylüyor. Ama kalbimin derinliklerinden tiz bir ses "Neden olmasın?" diyor.