Üç yıl üst üste şampiyonluk sözü verdikten sonra gelen üç maç üst üste yenilgiyle birlikte Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım tekrar "sahalara" döndü.
Eskişehir mağlubiyeti sonrasında Aziz Başkan, alışılmışın dışına çıkarak hep yanından kovduğu gazetecileri, bu kez çağırıyordu. Sözleri çok önemli. Çünkü artık taşan sabırların olgun cümlelerle ifadesiydi.
Fenerbahçe takımı iyi veya kötü oynar. Doğru veya yanlış transfer yapar. Takım disiplinlidir veya değildir. Oyuncular arasındaki problemler dağları aşmıştır. Kapının önünde ekonomik problemler, ödeme sıkıntıları durmaktadır.
Bunlar maçların sonucunun hakem kararları ile değişmesini gerektirmez.
Çok kritik maçlarda, kritik yanlış yorumlar yaptı hakemlerimiz. Üstelik en çok desteği gördükleri, en az baskıyı yaşadıkları bir ortamda. Oğuz Sarvan ve ekibi geçen sene Galatasaray ile sorunlar yaşarken, arkasında duran bir Federasyon Başkanı ile medya da bulmuştu.
Ama kötü hakemlerin, kötü kararları ve yetenek sorunları bu seneye de taşınca, misyonunu Fenerbahçe'den Türk Futbolu'na kaydıran Aziz Yıldırım bile isyan eder hale geldi.
Bir puanın bile altın değerine dönüştüğü bir ortamda, adam boyu ofsaytları görmeyenler, parmak ucu geçişlere tereddütsüz bayrak kaldırdılar. Bu kararlarla birisi kazanıyor, birisi kaybediyor. Ve hatalar arasındaki lehte ve aleyhte dengeler, eşitlikten uzaklaştığında, ortaya yine eski yorumlarına, teşhislerine ve agresifliğine dönen bir Aziz Yıldırım çıkıyor.