Beşiktaş'ın ilk yarıdaki coşkusu ve kazanma isteği karşısında, tabelanın sıfırla sona ermesi anlaşılır gibi değildi.
Ziya Doğan'ın rakip tanımayan 'adam adama'sı; bu istekli, bol paslı, alan kapatmalı ve yardımlaşmalı oyun nedeniyle, apışıp kalmıştı adeta sahada.
Örüyordu sahayı Beşiktaşlı oyuncular... Geride bıraktıklarına bile neredeyse rakip ceza alanı yayına kadar gelip, beklemeyi tercih ettirecek kadar kan kusturuyorlardı baskılarıyla rakibe. Nobre, Nihat veya Ernst kaçırıyordu fırsatları. Kendi sahalarında, tüm tecrübelerine rağmen, topa "gol" yönünü verecek kararlı bir vuruş yoktu. İkram üstüne ikram izliyorduk Diyarbakır ceza alanında. Nihat Nobre'ye, Nobre Ernst'e, o Fink'e, Fink Yusuf'a dolaştırıyorlardı topu.
Ne temposundan, ne de heyecanından şikayet edebileceğimiz, tadımlık bir futboldu sahadaki. Hakem Bülent Yıldırım bile avantajları uygulatıyordu. Önceki yönetimlerindeki kusurlarından arınmış, bu heyecanın içine neredeyse "sıfır" hata ile girmişti.
Diyarbakırspor'un Şener Askaroğlu ile ayakta durmaktaki ısrarı, maçın heyecan dozunu gittikçe arttırdı. Böylesine bunaldığı bir maçta topu rakip sahaya çıkarıp, orada bir 30 saniye bile tutmanın hesaplarını yapıyorlardı. Rahatlayıp nefeslenmek adına orta sahayı kalabalık geçmekte de tereddüt etmediler. Ama ne Mendoza ne de Tazemeta bu çırpınışın bir parçası oldu ve iki stoperin göbeğinde Beşiktaş defansının bir parçasıydılar.
GÖKHAN'IN PARLAK GECESİ
Mustafa Denizli önce Tabata ile hücum kurgusuna bir düzen getirmek istedi. Bunun üstüne Bobo'yu da Ekrem'i de maçın ağırlığının altına soktu. Ama "panik" adamlarının karşısında, kaleci Gökhan Tokgöz, kariyerinin parlak gecelerinden birini İnönü'de yaşamaya kararlıydı.
Fenerbahçe de sekiz maçlık serinin ardından Gaziantep'te görmüştü kırmızı ışığı...
Beşiktaş "radara" yakalanmadan, şehir şehir makas atarken, hiç hesaplamadığı bir anda Diyarbakır'a çarpıldı.
Herkesin nefesinin kesildiği bir yolculukta, rakiplerine "nefes alma" fırsatı verdi. Maçın sonucu için Beşiktaşlılar üzülsünler ama kızmasınlar. Kötü oynayıp kazandıkları maçları düşünüp, futbolun cilvesine dert yansınlar.