Hıncal ağabey çok güzel yazdı. Büyük kulüplerin Türkiye için önemini ve gelişmeleri için gereken hamlelere nasıl bakılması gerektiğini müthiş anlattı. Bu kulüpler, Türkiye'yi temsil ediyorlar ve büyümeleri için, daha güçlü olmaları için, rekabeti geliştirip, kaliteyi sergilemeleri için geniş kaynaklar yaratmak zorundalar.
Ama bu noktada geri kalanların, ileri gidenleri engellemek gibi bir de refleksleri gelişti. Onlar çabanın içine gireceklerine, yukarıdakini kendi yanlarına çekmek için strateji ürettiler. Ekonomi servisimiz bir haber yaptı. Fenerbahçe'nin Ataşehir'de ihale ile girip aldığı 58 dönümlük arsa jest olarak yorumlandı.
Aziz Yıldırım yönetimi bu arsayı almak ve üzerine Spor Salonu inşa etmek için dört yıldır uğraşıyor. Hem Kadıköy hem de Büyükşehir Belediyesi ile görüşüyor. Koca bir stat bitirdiler, daha farklı yatırımlara girdiler ve arkalarında tek şaibe bırakmadılar. Kimse "Bir makete 10 milyon dolar verilir mi?" diye yıllardır tartışmadı.
JEST VARSA DOĞRU YAPILMIŞ
Fenerbahçe Kulübü 'halk yararına' olarak kanunlarda onaylanmış bir yapıya da sahiptir. 58 dönümlük arsa üzerine yapacağı yatırımlar veya elde edeceği kazanç, sonuçta bu yarar doğrultusunda kullanılacaktır.
Fenerbahçe'nin geçen sene devlete ödediği vergi 20 milyon YTL'dir. Bunu kendi dinamikleri ile yarattığı yatırımlar sayesinde üretmiş, gelirini büyütmüş ve ülkesine karşı olan maddi vazifelerini yerine getirmiştir. Sorulan sorular ihale ilanının yapıldığı gazete ve sonrasında değişen imar durumu üzerinedir. Sanki Türkiye'de ilk kez yapılan ve sadece Fenerbahçe'nin karşılaştığı bir durum olarak ortaya sunulmasını onaylamıyorum. Eğer burada bir "jest" varsa, ayrıca doğru da yapılmıştır. Belediye veya devlet; iyi işletilecek, kendisine yeni gelirler yaratacak, Türk Sporu'na katkılarda bulunacak bir projeye inanarak üstüne düşeni yapmıştır.
PROJELER ÜRETİLMELİ
Hıncal ağabey senede "200 milyon YTL gelir" diye yazmış. Yanılgı burada. Bu gelir 30 yıl sonunda elde edilmesi düşünülen tahmini rakamdır. Bu bölgede, bu kadar büyük rant olsa merak etmeyin Fenerbahçe'yi de aşmaya çalışanlar muhakkak olurdu.
Bu noktada tartışmamız ve desteklememiz gereken hedef, diğer kulüplerimizin de "kendi paralarıyla" veya "kendi kaynakları, dinamikleriyle" yapabilecekleri projeler üretmesini sağlamak, hem camialarının, hem Spor Dünyası'nın, hem de devletin kazançlı çıkması için çalışmaktır.
