Camia beş yıl sonra gelen şampiyonluğun keyfini yaşarken, Aziz Yıldırım'ın şok istifası ile buruk kalmıştı. Bu kararı gözden geçirmesini isteyenlere, kardeşi Ali Yıldırım, "Sağlığı kötü. Ölmesini mi istiyorsunuz?" diyordu. Bu dönemde herkes Yıldırım'a destek verdi. Kongre sürecine rağmen başkan adayı da çıkmadı. Şampiyonluk bir anda ikinci plana itildi ve herkes Yıldırım'ın kararını beklemeye başladı. Ailenin son mercii, dayı Faruk Yalçın da, Aziz Başkan'ın yolunu açınca, ilk geriye dönüş gerçekleşti. Bu karar birçok şekilde yorumlandı. Yıldırım'a yakın isimlerden biri, devam kararının Faruk Yalçın'ın hedef için harcanacak meblağlara yeşil ışık yakması için verildiğini de söyleyecekti.
ENERJİSİNİ STADA VERDİ
Denizli ikinci döneme transfer yapmadan girdi. Migros tribünü bitmiş, maraton yıkılmıştı. Tezahürat üretecek seyircinin yerinde bir perde asılıydı. Şampiyonlar Ligi'nde 6 maç 0 puanla tamamlanırken, Denizli'nin üstündeki baskı arttı. Başkan ile arası kötüydü. Diyarbakır yenilgisi sonrası görevine son verildiği açıklandı. Yeni bir döneme giriliyordu. Yıldırım, olağanüstü kongre ile Kalkavan ve Soydan'dan kurtulmuştu. Futbol dünyasını iyi bilen, hatta futbolcuları olan bir şirketin sahibi, genç Sadettin Saran ön plana çıkmaya başladı. Teknik adam arayışlarında baş rolü oynadı. Sahadaki sıkıntılı sonuçlar devam ederken, Yıldırım hedeflerini iki kurmayı Mahmut Uslu ve Murat Özaydınlı ile organize etti. Özaydınlı, Fenerium oluşumunun başına geçti. Uslu ise sportif birimi yönetiyordu. Aziz Başkan tüm enerjisini stada vermişti. Stadın tribünleri büyüdükçe, gelirleri de büyüyecek, istedikleri futbolcuyu alabilecek ve rakiplerinden daha güçlü hale geleceklerdi. En büyük sıkıntı da bu noktada çıkıyordu. Başkan, iyi teknik adamdan ziyade, iyi futbolcunun başarıyı getireceğine inanıyordu. Konu hocalardan açıldığında, "Hepsi birbirinin aynı" yorumunu yapacak, teknik adamların iyi antrenman vermesini yeterli bulacaktı. Maçı futbolcu kazanıyordu. Daum döneminden önceki son istikrarsızlık sezonu başlamıştı.