Ne yapmak istediğini ve ne yapacağını bilir, kendine de güvenirsen dünkü F.Bahçe gibi iyi mi kötü mü olduğunuzun belli olmadığı bir maçı rahatlıkla alıp götürürsünüz.
90 dakikaya baktığınızda rakibiniz sizin iki katınız koştuğu halde, ne kalitede ne de pozisyon sayısında yanınıza bile yaklaşamamışsa, durumu açıklamanın en kolay yolu da budur.
Tümer, Alex ve Deivid üçlüsünün beraber oynadığı bir orta sahanın normalde sıkıntılar yaşaması gerekirken, F.Bahçe takımı hep doğru zamanda ve doğru yerde bulundu. Az top kaybı ile oynayıp, macera paslar yapmadılar. Oyunu ellerinde tutup tempoyu düşürdüler ve kalitelerinin getirdiği pozisyonları yakalayıp tabelayı değiştirdiler.
İçgüdüleri kadar, arkasındaki arkadaşına da duyduğu güvenle risk almaktan çekinmeyen bir takım haline gelmişler. Bu güven duygusunun dünkü gibi pozitif tarafları da olacaktır ve elbette sıkıntılar yarattığı anlar da...
İkinci yarıya Ankaraspor'un daha istekli başlaması ve umursamazlığın getirdiği hataların peşinden golü bulması da bu anların neticesi. Futbolun affetmeyen tarafı; küçümseyen, önemsemeyen, ciddiyeti varyeteye tercih edenlere kestiği cezadır.
GALİBİYET GÜZELDİR AMA...
İki farktan sonra topuğuyla gol atmaya çalışan Alex veya orta sahanın gerisinden kaleye şut atarak fantezi arayan Roberto Carlos, tüm takıma bulaşmış, rahatlığın temsilcileriydiler.
Zico'nun işlerin kötüye gittiğini hissetmesiyle birlikte TümerSelçuk değişikliğine gitmesi çok doğru karardı. Rakip, forvet sayısını artırıp, orta sahasını boşaltırken, F.Bahçe oyunu tutup, golleri sıralayıverdi. Alex'in sadece sezgi değil, beceri ve zeka dolu vuruşlarıyla fark gelişti. Kaptanlık bandını koluna takmasıyla birlikte sahanın hükümdarı olan ve geçmiş sezonlara baktığımızda 'başka' oynayan bir Alex'in keyfi sürülüyor. Üstüne de Semih gibi bir 'yürek' eklenince F.Bahçe 'bambaşka' oluyor.
F.Bahçe, Inter karşısına elbette bu konsantrasyondan farklı çıkacak. Ama yediği iki golün de, Kayseri'de olduğu gibi Roberto Carlos'un kanadından gelmesine dikkat edilmeli. Galibiyet güzeldir; hataları örter. Ama bu gerekçeler hataların düzeltilmemesi için gerekçe değildir. Her maçı böyle bir rakibe ve kaleciye karşı oynamazsınız.