Sezon başı Fenerbahçe kadrosunu 'çağın takımı' olarak nitelendirmiştik. Gidenlere rağmen, kadro kalitesinin Türkiye'de hiçbir takımın kolay kolay yakalayamayacağı düzeyde olduğuna inandık. Hala da inanıyorum.
Bu kadrodan beklediğimiz futbolu, Gaziantep maçında 'yedekler' sergiledi. Tadından yenmeyen bir maç oldu. Pozisyon bolluğu içinde mücadele ve arzu vardı. Sahadakilerin hepsi Türk oyunculardı.
Bugün Zico yine eski takımı sahaya çıkartacakmış. Son gelen bilgiler böyle...
Futbol oyununda şansı takımlar değil, oyuncular almalı. İlk on bir kontenjanı ya da, A takım B takım ayrımı yapılmamalı. Süreç içinde form tutan, performansını arttıran ve bunu da kanıtlayan sahaya önce çıkar. Öteki onu yakaladığında yer değiştirirler.
Zico Antep maçı sonrasında, " Onlara inandım ve bu inancımı boşa çıkarmadılar " dedi. Şimdi, Fenerbahçe'de belki de son beş yılın en keyifli futbolunu oynayan takım, "Yedeksiniz, yedek kalın" mantığı ile bir kenara atılıyorsa, bu inanç şimdi nerelerde?
Neden yer değiştiriyor? Bu inancın kriterleri nedir? Formanın adaletinin kriteri nedir? Sahadaki, idmandaki performans mı, yoksa pasaport farkları mı?
Doğru seçim iki takımdan bir harman oluşturulması. Geçen sezondan beri devam eden istikrarsızlar, yerlerini bu işi kendilerinden daha iyi yapanlar ile değiştirecekler.
ÖNCELİK KAZANMAKTIR
Bu hamleye yönetim de karışamaz. Genelde yönetimler şöhretli oyuncuların oynamasını ister. Hem verdikleri paranın karşılığını almak için hem de bu oyunculardan sağladıkları gelirleri arttırmak için. Ama yönetimler bu masrafları öncelikle hedefler için yaparlar. Kazanmak önceliktir. Golü kimin attığı ikinci planda önemlidir. Bu yüzden keyifle izlenen takımı herkes seyreder, destekler.
Bugün ben de bir inanç testine gireceğim. Belki de Zico için fikirlerimi değiştireceğim.