Kampın ilk gününden beri Daum'un gazetecilere neden soğuk davrandığını keşfetmeye çalışıyorduk. Meğerse tavrı gazetecilere değil, dolaylı olarak yöneticilerleymiş, Alman hoca Köln maçının ardından yaptığı basın toplantısında, yönetimle basın ilişkilerini eleştiren sert sözler kullandı. "Son toplantımız üzüntü vericiydi" dedi. "Benim de sizin gibi şeref ve onurum var" ifadesini kullandı ve bu sözleri "Ben kalbimin söylediklerinin ve attığımın imzanın arkasında olduğumu açıkladığım halde, benim yerime hoca arayışını girilmesi ne demek oluyor?" yorumuyla bağladı.
Daum bu kanıya Fenerbahçe Başkanı'nın dostu olduğunu açıklayan Alaattin Metin'in "Daum'a güvenme başkan" başlıklı yorumu nedeniyle vardığını da ima etti. Alman hocaya göre Metin başkanın sözcüsüydü ve onun güreşlerini kendisininki gibi yazmıştı. Toplantıda bulunan Metin'in itirazını da dikkate almadı.
Kendi sözlerine güvenilmemesinden doğan "kaprisli kriz" ne kadar doğrudur bilemeyiz. Ancak son toplantıda Daum ile yöneticileri karşı karşıya getiren iki konu vardı. Birinci yöneticiler Daum'a Alman Milli Takımı'ndan teklif olup olmadığını sormuşlar. "Hayır" cevabını alınca bunu bir basın toplantısıyla açıklamasını istemişlerdi ki, Daum'da ertesi gün bunu yaptı. İkincisi ise Alman hocanın kaleci isteğinin yönetimden fazla taleple karşılanmamasıydı.
Kampın son gününde gelen bu açıklamalar ileri vadede
Daum'a elbette yol su elektrik olarak geri dönecektir. Öncelikle ilk başarısızlıkta kesilecek fatura yönetime olacaktır. Bu gündemin ardından yönetim kaleci almak zorunda kalacaktır.
Ancak Başkan Yıldırım da kendisinin bilgisi dışında gelişen bu çıkışı öyle kolay geçiştirmez. Daum'a hangi yönetici ne demişse, bunu başkanın bilgisi dışında da söyleyemez. Daum her ne kadar "Başkanı ayrı tutuyorum" dese de "10-15 Asbaşkan var" sözleriyle dalga geçtiği o yöneticilerin Yıldırım'ın emrinde olduğunu bilir.
Bu yapay kriz bir türlü aşılır. Öncelikle Daum'un istekleri olur, sonra da Yıldırım'ın. Ama bu teknik heyet ve yönetim ilişkisinin dedikodular üstüne binerek yürümesi ne kadar sağlıklı olur siz karar verin.
***
Fenerbahçe Köln ile berabere kalırken birbirinin kopyası iki frikik golü yiyen kaleci Volkan elbette ağır eleştirilmelidir. Ancak bu kaleciler geçen sezon da kaleyi tutan tüm frikiklerde trafik polisi gibiydiler. Peki bunları çalıştıran Daum veya yardımcısı, genç kalecilerin bu zaafları üstüne program yapıp, onları hazırladılar mı? Hayır...
Fenerbahçe'de, yine Tuncay'a endeksli skor üretilmesi de dikkat çekici. Bir gerçek daha var ki, Deniz'in sakatlığı nedeniyle oynamadığı iki maçta da, Fenerbahçe defansif olarak çok büyük problemler yaşadı.