Gazetenin 17 Kasım tarihli sayısının manşeti, "Balyoz'a 1500 sayfa gerekçe" şeklindeydi.
Spotta şu cümle yer almıştı: "324 sanığın 'darbeye teşebbüs'ten çeşitli cezalar aldığı asrın davasının 4 hâkimi, hummalı bir çalışmayla yazdıkları gerekçeli kararda sona geldi."
Başsayfadaki alt haber metninde, kararın mahkeme heyetince "büyük bir titizlikle" yazıldığı, mahkûmiyet nedenlerinin "çok net" biçimde ifade edileceği, bütün konularla ilgili "olmazsa olmaz" nedenlerin ortaya konacağı, ayrıca "davanın bütün aşamalarının kamuoyunun kafasında soru işareti bırakmayacak şekilde gözler önüne serileceği" kaydediliyordu.
Halen Silivri Cezaevi'nde C-4 Koğuşu'nda tutuklu bulunan Emekli Korgeneral Hayri Güner'den haberle ilgili bir şikâyet aldım. Çok az kısaltarak aktarıyorum:
"(Haberde) hiçbir bilgi ve belge ortaya konmadan sadece gerekçeli kararın nasıl olması gerektiği hakkındaki esaslardan bahsedilmiş, bu esaslar mahkeme heyetinin yaptığı çalışmaların mahiyetini gösteren bilgi gibi takdim edilmiş, ve bilgilerin hakimlerden alındığı kanaatini taşıyacak şekilde yanlış bilgi verilmiştir."
"Haber, 'daha önceden bildirilmeyen olayın bildirilmesi veya olayın son durumu hakkında bilgi verilmesi"dir. Yayımlanan haberin, bilgi aktarımı yerine gerekçeli kararı doğru veya haklı gösterme gayretine yönelik taraflı yorum olması gazetenize yakışmamıştır. Mahkemenin üç grup halinde suçlanan ve ayrım yapılmaksızın aynı ceza ile gerekçesiz bir hüküm ile cezalandırılan 364 sanık hakkında yazdığı gerekçenin gecikmesini eleştirmek yerine, "mahkemenin hummalı bir çalışma içinde olduğunu, kararın 1500 sayfa olacağını, içinde tüm sorulara yanıt olacağını" belirtmek etik bir davranış değildir. Böyle bir davranış mahkeme heyetinin ihtiyacı olmaması gereken desteği sağlamaya, sanıklar aleyhinde kamuoyu oluşturmaya, Yargıtay kararlarını etkilemeye yönelik bir davranıştır."
"Tarafsız bir haber hazırlayabilmek için haberde en azından sanıkların bilişim konusundaki iddiaları ile iki bine yakın kişi, zaman ve mekan uyumsuzluklarını içeren maddi hataların olduğu iddialarından da bahsedilmelidir. Haberi yapan kişiyi tanımadığım için sanıkları üzerinden TSK'ye yönelik itibarsızlaştırma gayreti içinde olduğunu iddia etmiyorum. Bu habere bizden önce, orada adı geçen hakimlerin itiraz edeceklerini, "biz kararlarımızla konuşuruz" söyleminin arkasında durduklarını umuyorum."
Kısaca, Güner, haberde hakkaniyetsizlik, kaynak dengesizliği ve belirsizliği ile "okuru yanıltma" olduğunu savunuyor.