Her yıl sonu, gazetenin okurları, kendilerine ait bu köşede yeni yılda gazeteden beklentilerini genel bir fotoğraf içinde görürler. Bu, Okur Temsilcisi köşesinin geleneği oldu. Neden böyle? Çünkü, gazeteyi yalnız bırakmayan okurlar, süren şikâyetlerine kalıcı, sistemik çözümler bekliyor; eline aldığı gazetenin bir gün öncesine göre daha az kusurlu, daha özenli olmasını bekliyor.
Okur gündeminde yerini her zaman koruyan konu, maddi hatalar. Sayısal olarak baktığımızda da böyle, mesajların içine yansıyan mutsuzluk oranına bakınca da. Aslında en basit bir tarih veya isim hatası, okuru "bu kadar basit bir şeyi doğru yazamıyorsanız, acaba haberdeki daha çetrefil konularda kimbilir bizi nasıl yanıltıyorsunuz?" sorusuyla baş başa bırakıyor. O nedenle, öncelikle haberlere yansıyan maddi hataların, mantık ve dil yanlışlarının daha sıkı taramadan geçip sayfalara girmesi, en temel beklenti. (Buna bağlı olarak, gazetede günlük veya gerekli görüldüğünde açılacak sabit bir düzeltme köşesi de temenniler arasında.)
Bununla kalmıyor elbette. Geçen yıl sonu, okur dileklerine yansıyan, başlık ve spotlarda "tavır" konusu gündemdeki yerini koruyor. Okur, sosyal ve ekonomik sorunları deşme açısından haklı yerde durduğu ölçüde, başlıklarda "tavır" olmasına itiraz etmiyor. Ama iş gelip de toplumu kutuplaştıran en temel siyasi, sosyal konulardaki (buna futbolu da eklemek mümkün) 'tavır'a gelince, buna -durduğu yere bağlı olarak- tepki veriyor. Bu konularda 'anlatmak ve anlamak' gazeteciokur ilişkisinin mihenk taşı. Okur açısından 'görünür' gerçeğin 'perde arkası' ve 'analizi', tavır içeren sunuş ve anlatımlardan çok daha önemli.
Haberlerde anlaşılır, denetlemeden geçmiş, hatasız bir dil, özellikle 'halka seslenen ekonomi haberi dili' süregiden bir talep.
Bu yıl biraz daha fazla ağırlık kazanan bir diğer şikâyet konusu, 'haksızlıklara' kapı aralayan 'eksik haber'. Özellikle suçlama, iddia, ihtilaf konulu haberlerde 'öteki tarafın' görüşlerinin yer almaması, sadece görüşüne başvurulmayan kişi veya kuruluşların değil, okurun da rahatsız olduğu bir mesele. Okurun 'arka plan' mesajına bakarsanız, SABAH yazı işlerinin bu haberleri iyice işlenmiş, 'her tarafın görüşünü yansıtan' içerikle çıkmasına azami gayreti göstermesi.
Fotoğrafların 'en iyiler' arasından seçilmesi, ve fotoğrafçı isimlerinin mutlaka, muhabirler gibi yazılması da bir diğer beklenti.
Taşra okurları, sadece bölgeleriyle ilgili haberleri görmek istemekle kalmıyor; şehir baskılarına mümkün olduğunca yakın bir içerik istiyor (özellikle maç ve loto gibi sonuçlar çok önemseniyor).
Okurlar, reklamlar ile haberler arasında dengenin kaçmaması; haberlerin 'aşırı' sayıda reklam söz konusu olduğunda feda edilmemesi gerektiği kanaatinde.
Bu köşe her zaman okur mesajları ve aramalarına açık. Ancak, okurlar herhangi bir servis, bölüm, editör veya muhabiri aradıklarında cevap verilmesini, nazik bir dille kendileriyle konuşulmasını, kendilerine ayrılacak zaman yoksa Okur Temsilcisi'ne bağlanılmasını da beklemekteler.