Gazeteyi hazırlarken, en hararetli tartışmalar sayfalara seçilecek fotoğraflar üzerinde yaşanır. Tabii ki bu seçimde zaman zaman etik kaygılar da ağır basar, belirleyici olur. Foto içeriğinde şiddet, çocukbüyük ayrımı, özel hayatın kutsallığına dair kriterler, kalite, renk ayrımı, özgünlük vb. kadar önemli rol oynar.
Geçen hafta yazı işlerinde iki fotoğraf konusunda farklı görüşler çarpıştı.
Bunlardan biri, Sultanbeyli'de gecekondu yıkımı sırasında evini terk etmemek ve yıktırmamak için minik bebeğinin boğazına bıçak dayayan bir babaya aitti. Yazı işleri hem irkiltici içeriği hem de küçüğün hakları bakımından fotoğrafı iç sayfalardan birine aldı ve küçüğün görüntüsünü de "mozaikledi". Tartışmalı bir karar, ama ben haklı buldum.
Diğer fotoğraf, gazetenin özgün haberine aitti ve 16 Nisan tarihli ön sayfada Ölümsüz Aşkın Fotoğrafı başlığıyla, tam ortada yer aldı.
17 yaşındaki Tuğba Soyöz, trafik kazasında yaralanıp bitkisel hayata giren sevgilisine bakabilmek için lise eğitimini bırakmıştı. "Ona ömrümün sonuna kadar bakarım" diyordu. Fotoğrafta genç kızın zihni kapalı sevgilisinin başını tutarken çekilmiş görüntüsü vardı. Ama bazı okurlar bunu iki nedenle yanlış buldu: Kız 18 yaşını doldurmamıştı ailesinin izni gerekirdi, hasta yatağında çekilen fotoğraf özel hayat ihlali değil miydi?
Yazı İşleri itirazlara katılmıyor. Ailenin rızasıyla haber yapılmış. Ayrıca, tartışmada, haberin "gencecik yaştaki bir kızın sadakat, sorumluluk gibi insani değerlere olgunluk içinde sahip çıkması" diğer kaygılara ağır basmış.
Kız ön sayfadan 18, içerden 17 yaşında olarak verilmiş (doğrusu 17 yaşında). Ama ailesinden izin alınmış olması benim temel kaygılarımı gidermeye yetiyor.