Sabah'ın 4 Ocak tarihli sayısında kredi kartı yolsuzluğuyla ilgili kapsamlı bir haber yer aldı. Kopya Kartla 17 Milyon Dolarlık Vurgun Yapıldı başlıklı habere göre, lüks mekânlarda müsterilerin kredi kartı bilgilerini çalan 7 kişilik bir çete yakalanmıştı.
Haberde bu çetenin faaliyet gösterdiği mekânlar arasında Reina isimli bir mekan da bulunuyordu.
Reina adına düzeltme gönderen avukat Mehmet Işık, bu bilginin yanlış olduğunu belirtti.

Husumet
Işık,özetle şunu yazıyor: "Olayla ilgili Istanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Şube Müdürlüğü'nce yapılan basın açıklamasında Reina ismi geçmediği gibi, iş yerinin sorumlu ve çalışanları hakkında hiçbir surette işlem yapılmamış, işletmede sahte kredi kartı kullanılmamıştır."
Işık ayrıca, muhabir Ferit Zengin'in haberle işletmeyi hedef aldığını, işletmeye husumet beslediğini de iddia ediyor.
Işık'ın, kanıt denen olgunun kıymetini bilen bir meslek adamı olarak, muhabirin "husumet beslemesi" "kötü niyetle hareket etmesi" gibi iddiaları, herhangi bir dayanak göstermeden rasgele ortaya atmasını yadırgadım.
Zengin'in davranışının arkasında, mesleki refleksler dışında bir şeyler aramak, abesle iştigal.
Öte yandan, Zengin'le görüşmeden ortaya çıkan görüntü şu: Evet, Işık'ın da değindiği gibi, Reina basın açıklamasında yer almamış. Bu, doğru. Ama kuru bilgiyle yetinmeyen Zengin, "hangi işletmelerde bu oldu?" sorusunu polis kaynaklarına sorunca, "Reina bunların arasında" yanıtını almış.
Keşke birkaç işletmenin daha ismini alabilseydi. Çünkü sorun, biraz da, Reina'nın tek isim olarak yer almasından kaynaklanıyor. "Başkaları es geçiliyor, neden bizim firma öne çıkarılıyor" sorusuna yol açıyor.