Olmayacak duaya ya da bedduaya "Amin" denilmeyeceği gibi gerçekleşmesi mümkün olmayan değişimlere bel bağlamak da, abesle iştigal etmekten öteye anlam taşımaz...
Mesela seçimle iktidar olabileceğini düşünemeyen bir siyasi partinin, vesayetçi demokrasi dışındaki bir alternatiften yana olması da, herhalde düşünülemez.
Şöyle bir fıkraöykü bile vardır...
Seçilmiş başbakanlardan biri aracının direksiyonunda ormandan geçen yolda gece karanlığında ilerlerken, önüne bir tavşan çıkmış. Başbakan tavşanı ezmemek için direksiyonu sağa çevirince, yol kenarındaki bir ağaca çarpmış araç... O anda ortalık aydınlanmış. Meğer o tavşan kılık değiştirmiş bir melekmiş.

Dile benden ne dilersen
O melek başbakanı hurdaya dönmüş araçtan çıkartmış.
- Siz ne mükemmel bir insansınız, tavşanı ezmemek için hayatınızı tehlikeye attınız. Benden bir şey dileyin, onu hemen gerçekleştireceğim, demiş.
Bunun üzerine başbakan, anlatmaya başlamış.
- Benim ülkemin halkı, çalışkan ve fedakâr insanlardan oluşuyor.
Ama tarih ve coğrafya bizi inanılmaz zorluklarla karşı karşıya bırakmakta...
Ne zaman bir başarı elde etmek noktasına geldiysek, mutlaka birileri ya darbe yapar ya da bir komployu tezgâha koyarlar... Buna bir çözüm bulmam gerekiyor.
Bu sözleri dinleyen melek başbakana sormuş:
- Bu sorununuzu çözmek konusunda ben nasıl bir katkıda bulunabilirim?

Başbakan'ın dileği
Başbakan bunun üzerine melekten ne dilediğini anlatmış.
- Sayın melek, Ortadoğu coğrafyasında yaşamak beraberinde sözünü ettiğim problemleri de getiriyor.
Acaba benim ülkemi bu bölgeden alıp, Amerika ile Kanada arasındaki bir yere taşıyabilir misiniz?
Melek bu dileği nasıl yerine getirebileceğini hayal etmekte zorlanınca, başbakan aracın torpido gözünden bir dünya haritası çıkartmış ve ne yapılması gerektiğini izah etmiş meleğe...
Melek haritayı inceledikten sonra başbakana dönmüş,
- Sayın başbakan, bu çok zor bir iş... Kıtaları, okyanusları aşıp, koca bir ülkeyi, başka bir kıtaya taşımam gerekecek. Acaba daha kolay yapılacak bir şey dileseniz, demiş.

Bir başka dilek
Bunun üzerine başbakan ikinci dileğini şöyle açıklamış:
- Benim ülkemin demokrasisinde iktidara alternatif bir muhalefetin bulunmaması, demokrasimizin topallamasına neden oluyor... Acaba ülkemin ana muhalefetinin çağın ruhunu yakalamasını, bürokratik oligarşiler yerine halka güvenmesini, değişime açık olmasını, seçmenin önüne kavga değil yarına dönük projeler getirmesini sağlayabilir misiniz? Böylece siyaset bir ölüm- kalım meselesi olmaktan çıkar ve hizmete dönük bir rekabete dönüşür...
Melek şöyle bir düşünmüş başbakanı dinledikten sonra ve konuşmuş.
- Ben sizin ülkenizin siyasi tarihini de, partilerinizi de çok iyi biliyorum.
Lütfen bu son dileğinizi hiç duymamış olayım. Bunun gerçekleşmesini, evrendeki bütün melekler işbirliği yapsalar da başaramazlar.
Üstelik bu sırada karşı cephede şeytanların koalisyonuna da yol açılır...
Biraz evvel incelediğimiz şu haritaya dönelim ve birinci dileğinizi nasıl ve ne şekilde gerçekleştireceğimi konuşalım.
Ülkenizi Amerika ile Kanada arasındaki bir yere taşımak, daha kolay bir iştir, demiş.