Meczup bir fanatik "Canlı bomba" olup kendininki de dahil canlara kıydığında, aklı başında insanlar bunu anlamakta zorlanır.
Ama sonuçta bir kişinin akıl sağlığını ilgilendiren bir durumdur bu.
Anlaşılması çok daha zor olan durum ise, kitlelerin ve hatta devletlerin kendilerini canlı bomba konumunda görmeleri değil midir?
Örneğin bugüne kadar Kuzey Kore'den gelen refaha, özgürlüğe veya herhangi alandaki bir olumlu gelişmeye ilişkin bir haber duydunuz mu?
Buna karşı Kuzey Kore'den nükleer silahlara, uzun menzilli saldırı füzelerine ilişkin haberler hiç eksik olmuyor?
İran'dan gelen haberler de, yüksek enflasyonu, kitlelerin refah düzeyindeki düşüşü duyurmakta.
Ama aynı anda İran'ın yeni savaş araç gereçleri ürettiği, nükleer alandaki çalışmaları sonucu uluslararası tepkilere ve hatta izolasyona itildiği sürekli haber olmakta.
Silahlı Amerikalılar
Veya İsrail'in kalıcı bir barışı düşünmek yerine Filistinlilere karşı devlet terörü kullanması, bu ülke insanlarının kuşaklar boyu şiddetle birlikte yaşayacağını düşündürmüyor mu?
Devletlerin akıl sağlığını düşündüren bu haberler yanında, bir de kitlelerin çılgınlaşmaları var.
Bu konuda en çarpıcı örnek Amerika Birleşik Devletleri'nde bireylerin saldırı silahlarına sahip olmalarının yaygın biçimde bir "Özgürlük meselesi" olarak görülmesi değil mi?
Bu silahları bazıları mülkiyet hakkını korumanın güvencesi olarak sunmaktalar.
Bazıları da saldırı silahları ile vatanseverliğin eş anlamlı olduğu inancını seslendiriyorlar.
Rambo bile karşı
Ne var ki bu silahlara sahip kişilerin akıl sağlıklarını yitirdikleri ya da herhangi bir konuda çok öfkelendikleri zaman, okulları basıp öğrencileri katlettikleri, kulelere çıkıp yoldan geçen insanları rastgele vurdukları sık sık görülen durumlar...
Başkan Obama'nın bu silahlanma çılgınlığına karşı artık önlem alınmasını amaçlayan girişimlerini ise, genellikle Cumhuriyetçi muhafazakarlar ve özellikle de silah üreticilerinin lobileri engellemeye çalışmaktalar.
Rambo tiplemesiyle bilinen Sylvester Stallone, filmlerdeki imajına tam zıt bir açıklama yapmıştı önceki gün.
Stallone "Saldırı silahına kim ihtiyaç duyar. Saldırı silahıyla avlanamazsınız. Evinize kim saldıracak, ordu mu?" dedikten sonra gelecekte insanların topluca vurularak öldürülmelerini önlemek için silah kontrolünün yanı sıra akıl sağlığı konusuna da odaklanılması gerektiğini vurguluyordu.
Akıl sağlığımız yerinde
Biz Türkiye'de şiddetin ve terörün siyasetin aracı olarak kullanıldığına yıllardır tanığız.
Ayrıca kelimeleri mermi gibi kullanmayı ve rakiplerini yaralamayı siyasetin gereği olarak görenlerin varlığı da bilinmekte.
Ancak bunlar ne toplumun çoğunluğunun ne de devletin benimsediği durumlardır.
Ankara'daki canlı bombaya karşı toplumdaki genel yaklaşım, bu canlı bombanın akıl sağlığının incelenmesi gerektiği olmamış mıdır?
Kısacası Türkiye'de eksiklerimiz ve aksak yanlarımız olabilir.
Ama şükredelim ki toplumun da, devletin de akıl sağlığının yerinde olduğu kesindir.