CHP'nin iletişim ve propagandadan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'i geçen akşam CNN Türk'te Hande Fırat'ın sunduğu programda dinlerken, "Medyadaki niyetleri haberleştirme alışkanlığı siyasete de bulaştı diye" düşündüm.
Gürsel Tekin Suriye'ye ilişkin gelişmelerin ağırlıklı biçimde ele alındığı söz konusu programda özetle şöyle dedi:
- Siyasi kulislerde konuşuluyor... Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu yakında bakanlıktan alınacak!
Düşünün bir kez. Suriye'de olup bitenler Beşar Esad'ı değil de Ahmet Davutoğlu'nu koltuğundan edecekmiş.
Bu mantık çizgisinden giderek sonunda ABD Başkanı Obama'nın da koltuğunu kaybedeceğini söyleyemez misiniz?
"Suriye'de olup bitenler sonunda dünyada koltuğunu koruyabilen tek iktidar sahibi olarak Beşar Esad kalacaktır" demek de belki mümkündür.
Kulis bilgileri
"Davutoğlu bakanlıktan alınacak" diyerek "Kulis bilgileri"ni kamuoyu ile paylaşan Gürsel Tekin'i tabii ki kınayamayız. Neticede herkes düşündüğü veya olmasını istediği her şeyi söyleyebilmelidir. Çoğulcu ve özgürlükçü demokrasinin ön şartı budur.
Söylenenlerin doğru olup olmaması ikincil bir meseledir.
Söylenenler doğru değilse, bunları söyleyenler belki biraz mahcup olurlar. Olsa olsa daha sonra söylediklerine fazla itibar edilmez.
Bu da "Güvenilirlik sorunu" ile karşı karşıya bırakır onları.
Ama siyasette güvenilirlik de fazla ağırlık taşıyan bir nitelik değildir.
Söylenenlerle gerçekler arasında uyumsuzluk olduğu zaman hep Nasrettin Hoca'yı hatırlarım.
Bostanda suçüstü
Hoca bir gün yolun üzerindeki bir bostana girip, oradaki karpuzları toplamaya başlamış. Ama tam o sırada bostanın bekçisi Hoca'yı suç üstünde yakalamış.
Bostan bekçisi Hoca'ya "Behey gafil, bu bostanda ne yapıyorsun" diye bağırmış.
Hoca ne desin?
"Karpuz çalıyordum" diyemeyeceği için "Ağam çok sıkıştım, ihtiyacımı gideriyordum" diye cevap vermiş bekçiye.
Bostan bekçisi bu mazereti kabul etmemiş, Hoca'yı sıkıştırmış,
- Madem ihtiyacını gideriyordun, ettiğin nerede, demiş.
Hoca ileride gördüğü bir öküz pisliğini işaret edip konuşmuş,
- İşte ettiğim orada ağam!..
Bu durum bostan bekçisini daha da sinirlendirmiş, "Be adam o gösterdiğin öküz pisliği" diye bağırmış Hoca'ya.
Vakit yoksa...
Hoca bu defa gülerek cevap vermiş bostan bekçisine:
- İnsan gibi edecek vakit mi bıraktın ki bana ağam?
Bazen olaylar o kadar hızlı gelişir ki, siyasetçilerin doğruyu aramaları ve gerçeği söylemeleri için gerekli vakit kalmaz.
Gürsel Tekin de "Beşar Esad gidecek" demek yerine "Ahmet Davutoğlu gidecek" derken herhalde böyle bir vakitsizlik içindeydi.
Bakarsınız bir gün de aceleyle "CHP önümüzdeki ilk seçimde tek başına iktidar olacak" der bir televizyon programında.
Bu bilgisine kaynak olarak da "Kulisler"i gösterir.