Önceki akşam CNN Türk kanalında Can Ataklı'nın seslendirdiği iddialar ertesinde Aydın Doğan'ın telefonla bağlanıp söylediklerini dinledikten sonra, yine o dizeleri hatırladım...
- Ya sen ölmedin, ya biz yaşamıyoruz.
Tartışmalara sebep olan durumu biliyorsunuzdur.
Can Ataklı programda 28 Şubat sürecindeki DYP'li Turizm Bakanı Bahattin Yücel'in, Zafer Mutlu'nun ve Ertuğrul Özkök'ün şantajıyla istifa etmek zorunda kaldığını iddia etti.
Ataklı, "İstifa etmezse hakkında büyük bir karalama kampanyasıyla asılsız bir yolsuzluk dosyasını yayınlayacaklarını anlattım. Ailesini topladı durumu anlattı istifa kararı aldı" dedi.
Bunun üzerine programa telefonla bağlanan Aydın Doğan şöyle konuştu:
Namusunu temizle
"- Can Ataklı, Hürriyet gazetesi Turizm Bakanı istifa etsin diye haber göndermiş dedi. Ertuğrul Özkök de, Zafer Mutlu da eğer böyle bir şey söylemişse şerefsizlik ahlaksızlık yapmıştır. Eğer böyle bir şey yapılmışsa yarın Özkök'ü hepimiz idam edelim."
Aydın Doğan bu arada Ertuğrul Özkök'e duyduğu öfkesini de şöyle seslendirdi: "- Ben Ertuğrul'u aradım, bir toplantıdaymış. 'Çık namusunu temizle' dedim. O da dedi ki 'Yarın yazı yazacağım' . Ben de dedim ki kardeşim ne yazacaksın, bu arkadaş inandırıcı şekilde
'Beni gönderdiler, ben konuştum' diyor.
Dünkü Hürriyet'te ise Ertuğrul Özkök'ün köşesinde Aydın Doğan'a hitaben şunlar yazılmıştı:
Tazminat istemeyecekmiş
"Şimdi hayatımın en önemli yıllarını verdiğim Hürriyet'e ve size karşı olan sevgim ve saygım nedeniyle açık tarihli bir istifa mektubu sunuyorum. Benim elimde eski Turizm Bakanı Bahattin Yücel'le ilgili bir yolsuzluk dosyası yoktu. Olsaydı derhal yayınlardım. Bahattin Yücel'e böyle bir şeyi söylemedim. Zafer Mutlu ile aramda böyle bir konuşma geçmedi. Ama Bahattin Yücel 'Evet Ertuğrul Özkök bana böyle bir şey söyledi' derse, bu istifa mektubumu o an yürürlüğe koyunuz. Bunun karşılığında 25 yıldır çalıştığım Hürriyet gazetesinden tek kuruş hak talep etmeyeceğim. Ve gazeteciliği hayatımın sonuna kadar bırakacağım."
Yayınlamazsanız namertsiniz
Bu arada Bahattin Yücel dün yaptığı açıkla mada Can Ataklı'nın gerçekten kendisine geldiğini doğruluyor ve şöyle diyordu:
"- Eğer ben istifa etmezsem, rakip basın kuruluşunun benimle ilgili bir yayın yapacağını söyledi. Buna göre ben arazi tahsisleri sırasında yolsuzluk yapmışım" diyordu.
Yücel açıklamasının sonunu şöyle bağlamıştı:
"- Can Ataklı ile böyle bir konuşma oldu. Ertesi sabah, rakip basın kuruluşunun en tepe yöneticisini aradım. 'Elinizde böyle bir şey varsa yayınlayın, yayınlamazsanız namertsiniz' dedim. Onlar da ellerinde böyle bir haber ve belge olmadığını söylediler."
Dünkü rotahaber.com'da ise Adnan Berk Okan (Memduh Bayraktaroğlu) o dönemde birinci elden tanık olduğu benzer gelişmeleri şöyle özetlemişti:
Ataklı doğru söylüyor
"Can Ataklı doğru söylüyor... Dönemin iki ekonomi bakanına Nereden mi biliyorum?..Bahattin Yücel'den bizzat dinledim... Bahattin Yücel'in, Genel Başkan Tansu Çiller'e DYP'den o gerekçeyle istifa ettiğini açıkladığını biliyorum... O kadar da değil... (Yaman Törüner, Ufuk Söylemez) da aynı baskı yapıldı da oradan biliyorum... Ertuğrul Özkök ve Zafer Mutlu'dan baskı yiyen tek DYP milletvekili Bahattin Yücel değil ki... Örnek mi?.. Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna... Uğur Dündar ve Ertuğrul Özkök'le konuştuktan sonra neden istifa etmesi gerektiğini aynen şöyle izah etti:
"Bu yaştan sonra oğlumun ve kamuoyunun benim eşcinsel olduğumu zannetmelerini göze alamazdım..."
Evet... Bu yazıyı "Ya sen ölmedin ya biz yaşamıyoruz" diye noktalamak herhalde doğru olacaktır.