Bir gerçeği kavramaya "İntikal etmek" de deniliyor.
Argoda bu "Jetonu düşmek" şeklinde de ifade edilir.
Biliyoruz ki bazılarının jetonları erken, bazılarının da geç düşer.
1960'lı yıllardan, ilk Mavi Yolculuk'lardan buna örnek olacak bir anı var aklımda.
Türk kültürünün kökenlerini Ege uygarlıklarında arayan aydınlardan oluşan bir grup, ilk Mavi Yolculuk için tirandillerle Bodrum sahillerinden denize açılırlar.
Teknede Sabahattin Eyüboğlu, Melih Cevdet Anday gibi isimlerin yanında, genç aydınlar da vardır.
Bir akşam yemek sonrası tartışma ve sohbet ortamında, genç aydınlardan bir felsefe asistanı, Melih Cevdet'in söylediklerine karşı çıkar.
Bu karşı çıkmayı uzatınca Melih Cevdet sinirlenir ve genç felsefeciye bir tokat atar.
Genç adam bu tokadı gülerek karşılar.
Daha sonra arkadaşlarıyla sohbet ederken "Melih Cevdet'ten tokat yemiş adamım ben" diye, hafif övünür de.
Ancak olayın üzerinden bir gün geçince, neticede tokat yemiş olduğunu intikal eder.
Jetonu geç de olsa düşer.
Melih Cevdet'e saldırmak için öfkeyle fırlar yerinden.
Arkadaşları onu tutarlar ve tatsızlığın tırmanmasını önlerler.
HSYK istifaları
Bu olay "Geç intikal etmek" durumuna somut bir örnek olarak hep aklımda kalmıştır.
Bir başka somut örneği de HSYK'nın 7 üyesinin istifası dolayısıyla yakaladık galiba.
Düşünün ki dün Anayasa değişikliğine ilişkin referandumun birinci ay dönümüydü.
Bu anayasa değişikliği TBMM'de kabul edildikten sonra, CHP tarafından iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne götürüldü.
Anayasa Mahkemesi iki maddede değişiklik yaparak, Anayasa değişikliğinin Anayasa'ya uygunluğunu onayladı.
Uzun ve yoğun bir kampanyada da herkes referandumda verilmesi gereken oyun rengini kendince anlattı, savundu.
Referandumda da yüzde 58 oy oranı ile değişiklikler kabul edildi.
Biraz geç değil mi?
Bunca zamandan ve durumdan ve referandumun üzerinden bir ay geçtikten sonra HSYK üyelerinin protesto gerekçeli istifaları, jetonun geç düşmesine somut bir örnek olamaz mı?
HSYK'nın yeni oluşumunu protesto etmek için, referandumun sonucu belli olduğu an istifa etmeleri daha hızlı bir intikali sergilemez miydi?
Bu durumda Başbakan Erdoğan'ın bu istifalar hakkında "Eğer siyaset yapmak istiyorsanız, cüppelerinizi çıkarın ve bir siyasi partiye girin" şeklinde yaptığı değerlendirmeye itiraz etmek galiba pek mümkün değildir.
Bu arada istifa etmeyen HSYK üyesi Ali Suat Ertosun'un ''Ben kalarak buradaki kendi bilgilerimi, birikimlerimi gelecek olan arkadaşlara aktaracağım'' dediğini de hatırlatalım.