Ancak şairlerin hayal edebilecekleri ve sadece çocuklara ait olabilecek bir dünyayı gerçekte yaşamak tabii ki hem ilgi çekici hem de yorucu durumlara yol açıyor.
Manda söğüt dalında yuva kurar mı?
Kuşkonmaz bahçesindeki kuşların nereye konacaklarını şairlerden başka kim merak eder ki?
Ya da Anayasa Mahkemesi Anayasa'yı çiğner mi?
Yargının hukuku, milletin hukukundan farklı olabilir mi?
Can Yücel "Büyük Can dedi ki" şiirinde ne güzel anlatmış o dünyayı:
"Hiç uykum yok
Daha lafınıza karışacağım
Ortalığı dağıtacağım
Televizyonu kapatacağım
Ayçiçeği resmi yapacağım daha
Başparmağıma şiir okuyacağım
Islık çalacağım
Daha çok işim var
Gecenizi karartacağım
Kütahya vazonuzu kıracağım
Vakitsiz yatırmayın beni
Daha çok erken"
Asıl sorun farklıydı
Bir kasabada sokak köpekleri aşırı çoğalmış.
Kasaba halkını ısırmaya başlamışlar.
Bunun üzerine ilçenin veteriner müdürlüğünün emriyle bütün sokak köpekleri toplanmış.
Hepsi aşılanmış ve hepsi kısırlaştırılmış.
Sonra yeniden kasabanın sokaklarına salıverilmişler.
İlçenin veteriner müdürü belediye başkanına "Bunları hem aşıladık hem de kısırlaştırdık, ondan sonra sokaklara saldık" diye rapor verince başkan sinirlenmiş,
-Bu köpekler bize tecavüz etmiyorlardı ki, bunlar bizi ısırıyorlardı, diye tepki göstermiş.
Böylesine çocukça bir dünyada, bir takım insanların kışkırtıcıları Netanyahu hükümetinde değil de Mavi Marmara gemisinde aramaları doğal değil midir?
Bu durumda "Birleşmiş Milletler" Gazze'deki "Ezilmiş Milletler"e tabii ki fazla önem vermeyecektir.
İş yine şairlere düşer bu durumda.
Eğer "Baykuş" dişi bir kuşsa ona "Bayankuş" mu demek gerekir mesela?
Yine Can Yücel'e kulak vermek yapılacak en doğru şey değil mi bu durumda?
Cenneşanuhu
"Baykuş aslen bir hatundur,bakmayın baylığına
Mekânı cennet ola, Makamı şattaraban
Her mendakkadukkada bir dokuz doğuran
Kuşkonmaz sütüyle emziriyor geceyi
Ve zifiri yıldızlar ürüyor, eski samanyollarından
Yavruları yetişip süzüldü müydü dünyaya
Kadifeden çıtı çıkmaz kanatlarıyla
Düşlerini yiyiyorlar, gümüşü düşlerini gülibrişim
Ağaçlarının
Nasıl yerse ayçiçeği,çekirdeklerini çocuklar
Dişlerinin arasında çatırdatarak çıtır çıtır
Tuh sana Puhu kuşu
Çini mürekkebinlen sarı, susak ve uykusuz nehrime
Batırdığın bu kaçıncı tahtelbahir"
Bakarsınız bir şair de siyah maske takmış gri beyinli bir Amerikan başkanının şiirini yazar bir gün.
Güney Afrika'da tarih olan "Apartheid"in Ortadoğu'da yeniden sahnelenmesine gri beyinli başkanın nasıl prim verdiğini böylece anlarız.