Bir günde iki hukuk ve ahlak dışı saldırı, Türk insanlarının canlarını aldı.
Bunlardan biri İskenderun'daki askeri üssümüzü hedef alan terörist saldırıdır.
Kürt realitesini bölücü terörden soyutlamayı amaçlayan "Demokratik Açılım" ı engellemekten öteye sabote edenlerin, bu son terörist saldırı karşısında ne tür bir mutluluk içinde olabileceklerini anlamak pek mümkün değil.
Bitmez tükenmez bir kısır döngünün sadece bir günlük yansımasıydı İskenderun baskını...
Terörist eylemler-askeri harekât- terörist eylemler-askeri harekât...
Sonuç ortada.
Söndürülen canlar ve yıkılan güvenlik ortamı...
1984 Eruh Baskını'ndan bu yana yer alan gelişmeler, şiddetin şiddeti getirdiğini ve çözümü rafa kaldırdığını nedense kimseye öğretemedi.
"Siyaset"i devre dışı bırakan ve "Demokrasi"yi hesaba almayan gelişmeler anlaşılıyor ki gündemimizden uzun bir süre daha eksik olmayacak.
"Şehitlerimize rahmet diliyoruz" söylemi, sadece acıları değil, öfkeyi ve kamplaşmayı da içerecek.
İsrail'in korsanlığı
İkinci hukuk ve ahlak dışı saldırıda ise "Devlet terörü" vardı.
İsrail ordusunun korsanlığı sonunda Doğu Akdeniz'i de, Somalili korsanların hukuk ve güvenlik kavramlarını yok ettikleri Aden Körfezi'ne benzetti.
Gazzelilere yardım malzemesi ve "Sivil toplum desteği" götüren gemilere açık denizde silahlı saldırı, hem uluslararası hukukun çiğnenmesi hem de korsanlığı İsrail'in devlet politikası olarak benimsemesidir.
Bazı akıldaneler İsrail'in bu saldırısının Başbakan Erdoğan'ın "One minute"ine cevap amacını içerdiğini de söyleyebilirler.
Ancak unutulmamalı ki ne "Gazze Trajedisi" Erdoğan'ın şahsi meselesidir, ne de yardım konvoyu Türk Hükümeti'nin yola çıkardığı bir siyasi gösteri aracıdır.
Amerika ve İsrail
Yardım konvoyunda 30'a yakın değişik uyruktan insanların bulunması yanında, Birleşmiş Milletler'in ve Avrupa Birliği sözcülerinin İsrail'i kınamaları da görmezden gelinemez.
Bu noktada keşke Sovyetler yıkılmasaydı ve Ortadoğu'da Amerika yanında Sovyetler'in ağırlığı da denge unsuru olarak bulunsaydı diye düşünmek durumundayız.
Çünkü tek patron Amerika, işlerin çığırından çıkmasını engelleyemiyor.
Amerika'nın İsrail'i barışa ve çözüme yönlendirmesi gerekirken, İsrail Amerika'yı İran'a karşı saldırgan politika izlemeye yönlendiriyor.
Neticede bölgemizde işler çığırından çıkıyor.
İşte sonunda İsrail, korsanlığı Doğu Akdeniz'e taşıdı.