Bir hafta sonu tatili geçirmek için İtalyan Rönesansı'nın kentlerinden Floransa ile Siena arasında tarihi ve bugünü yakalamaya çalışırken Oscar Wilde'ın bir özdeyişini hatırlıyorum hep.
Wilde "Zamanın zarar veremeyeceği tek şey güzelliktir" demiş.
Tabii ki canlılar için geçerli değil bu özdeyiş.
Floransa'nın büyüleyici müzesi "Ufizzi"yi gezer ve Boticelli'nin Venüs'ü karşısında büyülenirken...
Ya da "Accademia" nın galerilerinden birinde karşınıza çıkan Michelangelo'nun Davut heykeli karşısında hayranlıktan donup kalırken...
Bin yılı aşkın zamanı geride bırakan bu güzelliklerin bozulmaları mümkün değil.
Ama bu koleksiyonları başlatan Medici ailesinden geriye sadece heykeller ve resimler kalmış.
Sade Floransa ve Siena'ya 400 yıl hâkim olmamış bu siyasetçi-banker aile.
Mesela Mediciler, Timurlenk Osmanlı'ya saldırdığında ona Karadeniz'de donanma kurması için finansman vermişler.
Fatih İstanbul'u fethetmeden 50 yıl önce, Mediciler Bizans İmparatoru ile Ortodoks patriğini papaya getirip, Bizans'ın Katolik olması için uğraşmışlar.
Eğer bu gerçek olsaymış İstanbul'un yardımına Haçlılar gelecekmiş.
İşin bir yanı bu.
Michelangelo ve Mediciler
Ama aynı zamanda Michelangelo'nun çocuk yaşından itibaren Medicilerin bahçelerinde çalışan heykel yontuculardan biri olduğunu da vurgulamak gerekiyor.
Eğer bir fırsat bulur ve Medici ailesinin hikâyesini okursanız nasıl bizim Kanuni'mize tarihte "Muhteşem Süleyman" denildiyse Medici hanedanından üçüncü üyeye de "Muhteşem Lorenzo" denildiğini öğrenirsiniz.
Düşünün ki mesela Floransa'da meydanları ve sokakları aşıp Rönesans'ın ayak izlerini kovalarken, karşınıza Dante'nin, Boccaccio'nun satırları ve Giotto'nun tabloları da çıkıyor.
Bunları izlerken biliyorsunuz ki "Şu bizim Bizans" da o çağlarda İtalyan kent devletleri kadar kültür ve sanat üretilen bir merkezdi.
İtalyan kentlerinin hâlâ korunan yapılarını ve görkemli meydanlarını hayranlıkla izlerken biliyorsunuz ki, Ortaçağ sonunda Amerika kıtasında sömürge kentleri kuran İspanyol ve Portekiz fatihleri konkizatorlar, beraberlerinde model almak için İstanbul haritaları götürürlermiş.
Bizans'a sahip çıkmak
Bir hafta sonu tatili geçirmek için İtalyan Rönesansı'nın iki kentini tanımak üzere dolaşırken, bugünden düne kaçmak imkânı da buldum.
Ve bir kez daha hissettim ki, İstanbul'un ve Anadolu'nun tarihinin tadına vardığınız zaman Floransa'da bile eziklik hissetmiyorsunuz.
Bütün mesele Bizans'a da Osmanlı kadar "Bizim" diye bakabilmeye bağlı.
Biliyorsunuz ki Ayasofya'nın yanında Floransa ve Siena'nın "Duomo"ları fazla etkileyici değiller.